Osman Aydoğan


Çöküş... (4)


?´O güzel insanlar o güzel atlara binip gittiler.´´ Bu söz Yaşar Kemal´in ?´Yusufçuk Yusuf´´ adlı romanının giriş cümlesidir.( ?´Yusufçuk Yusuf´´, Yaşar Kemal´in ?´Akaçasazın Ağaları´´ üçlemesinin ikinci cilt romanıdır.) Ayrıca romanın son cümlesi de şu şekildedir; "O güzel atlar o güzel insanları aldılar çektiler gittiler." Bu söz Necip Fazıl´ın 1973 tarihli ?´Boş ufuklar´´ şiirinde de yer alır; ?´Ne kervan kaldı, ne at, hepsi silinip gitti İyi insanlar iyi atlara binip gitti.´´ Yukarıda alıntılandığı gibi dünyamızda artık özgürlükler giderek daraldı, eleştiriye yer kalmadı, çokuluslu şirketlerin ve piyasanın totalitarizmi aldı yürüdü, hiçbir ideolojiye yer kalmadı, dinsel ve ırksal hoşgörüsüzlük yükselişe geçti? Ne kervan kaldı, ne at, hepsi silinip gittiler, o güzel insanlar o güzel atlara binip gittiler? *** Sûret: Dış güzellik, geçici olan, yüzeysellik, zahirî olan, okyanusun maviliği? Sîret: Gönül güzelliği, kalıcı olan, derinlik, bâtıni olan, okyanusun derinliği? Aşk, sûreti değil, sîreti okumakla oluşan bir duygudur. Bu konuda muhafazakâr yazar Ganiyyi Muhtefî´nin bir dizesi var: ?´Sûretimi görüp de şu fakîre levm eden Sîretime erseydi sûretimi görmeden´´ (levm etmek: ayıplamak, kötülemek, kınamak) İranlı Müslüman sosyolog, düşünür ve yazar Ali Şeriati bir yazısında şöyle yazıyordu: ?´Sîretsiz sûretlerin vaaz kürsülerini işgal ettiği bir suratsız adamlar zamanındayız. Sîretsizler, sûret-i haktan görünerek suratsızlıklarını gizliyor. Ne utanmaz yüzler gizliyor o meş´um perde.´´ Sûret biçim, görünüş, kılık anlamına gelen Arapça bir sözcüktür. Başka bir Arapça sözcük olan suretâ ise zahiren, görünüşte anlamına gelir. "Sûret-i haktan görünerek" dediğimiz zaman, "Hak suretinde" yani "Hak görünümünde" anlamı çıkar. Oysa "suretâ haktan görünerek" dendiğinde, doğrudan "görünüşte haktan yana imiş gibi yaparak" anlamına geliyor deyim. Çünkü suretâ sözcüğü görünüşte anlamına geliyor. Görüldüğü gibi deyimin her iki söyleniş biçimi de birbirine çok yakın anlamlar taşıyor. Deyimin anlamı "görünüşte haktan yana imiş gibi davranarak başka bir amaç gütmek" olduğu için, doğrusu "sûret-i haktan görünmek" değil, "suretâ haktan görünmek"tir. Sanıyorum, suretâ haktan görünmek deyimi zamanla sûret-i haktan görünmek olarak "galat-ı meşhur" yani yaygın kullanılan ve bu nedenle de kabul gören bir yanlış olmuş. Uygarlığın çöküşünün en büyük kanıtıdır; "suretâ haktan görünerek" (görünüşte haktan yana imiş gibi davranarak) iblisin peşinden giden sûretlerin vaaz kürsülerini işgal etmeleri. *** Merak etmeyin küresel ısınmayı, buzul çağına girmeyi. Karanlık, kapkaranlık bir çağa giriyoruz. Tarihin sarkacı, geçmişte hiç olmadığı kadar insafsızca karanlığa doğru savrulmaktadır. Her yerde ve her seviyede paçozluk ve eblehlik diz boyu hale geldi. Bütün dünyayı Neron´lar sardı. Bu dünyanın çivisi çıktı çivisi. Etrafınızda boşuna aramayın o iyi insanları, Yaşar Kemal´in, Necip Fazıl´ın söylediği gibi; bildiğiniz ?´o iyi insanlar o iyi atlara binip gittiler.´´ ?´O iyi adamlar zamanında´´ değiliz artık, Ali Şeriati´nin söylediği gibi; ?´sîretsiz sûretlerin vaaz kürsülerini işgal ettiği bir suratsız adamlar zamanındayız.´´ Eğer bu ?´Çöküş´´ sürecini hızlandırmak istiyorsanız böyle bir zamanda sizlere düşen bir görev de var şüphesiz. Kendinize bahaneler uydurun -ki mutlaka bulursunuz- konuşarak insanların zihnini bulandırın, cüretin ve cehaletin ekmeğine yağ sürün ve gitmeyin sandık başına, hatta sandığa gidecek olanları da ikna edin onlar da gitmesinler ki bu çöküşte karınca kararınca sizin de bir katkınız bulunsun!