Osman Aydoğan


Coğrafya Kaderdir


12 Mayıs 2017 günü tüm ajanslarda pek bir kimsenin dikkatini çekmeyen kısa bir haber geçti. Haber şu idi: ?´Hasankeyf´teki Zeynel Bey Türbesi Ilısu Barajı yapıldığında su altında kalmasın diye ?Ilısu Barajı Kültürel Varlıkları Koruma ve Kurtarma Çalışmaları´ kapsamında bulunduğu yerden iki km daha uzağa, Hasankeyf ilçesinin yeni yerleşim alanında bulunan Kültürel Park´a taşındı.´´ Zeynel Bey Türbesi; Batman´ın ilçesi Hasankeyf´te, Dicle nehrinin kuzey sahilinde, Hısn-ı Keyfa (Hasankeyf) köprüsünün batısında yer alan bir mimari şaheser idi. Türbenin, kuzeydeki giriş kapısı kemer üstünde yer alan kitabede Akkoyunlu hükümdarı Uzun Hasan´ın saltanat yıllarında şehit düşen oğlu Zeynel Bey için yaptırıldığı belirtilir. Kitabede tarih bulunmamaktadır. Ancak Zeynel Bey´in Akkoyunlularla, Osmanlılar arasında cereyan eden Otlukbeli Savaşında (1473) şehit düştüğü bilinmektedir. Dolayısıyla türbenin bu tarihten sonra inşa edilmiş olduğu değerlendiriliyor. Bu haber insanı ister istemez Otlukbeli Savaşına götürüyor. Gelin isterseniz kısaca bir tarih turu yapalım. Çünkü bu tarih günümüzle çok yakından ilgilidir. Otlukbeli meydan savaşı: Anadolu´da Erzincan ilinin Tercan Ovası´nda Otlukbeli denilen yerde, Osmanlı Padişahı Fatih Sultan Mehmed´in komuta ettiği Osmanlı ordusuyla Akko¬yunlu İmparatoru Emir-i Kebir adıyla anılan Uzun Hasan´ın komuta ettiği Akkoyunlu ordusu arasında yapılan meydan muharebesidir. Otlukbeli savaş alanında, o devirde dünyanın en büyük iki Türk İmparatorluğunun ordusuyla iki büyük hükümdarı karşı kar¬şıya gelmişlerdi. Otlukbeli meydan muharebesi yapıldığı sırada yakın doğuda bulunan üç büyük İslam devleti vardı. Bunlardan biri; Osmanlı devleti, ikincisi Akkoyunlu devleti, üçüncüsü de Mısır´da Memluk Devleti idi. Osmanlılar, 150 senelik bir devletti. Akkoyunlu İmparatorluğu ise; parçalanan Timur İmparatorluğu´nun enkazı üzerine kurulmuş yeni bir devletti. Aslında Asya kıtası bu iki Türk asıllı devlete yetecek kadar büyüktü. Birbirlerine sataşmadan bu geniş topraklar üzerinde yerleşebilirler, medeniyetlerini genişlete¬rek ve güçlendirerek tarihi görevlerini yapabilirlerdi. Büyük Türk İmparatorluğu hükümdarı Timurlenk ile Osmanlı hükümdarı Yıldırım Bayezid´in, Otlukbeli meydan savaşından 71 yıl önceki düştükleri tarihi hataya düşmemeleri, birbirlerini yok et¬meye çalışmamaları icap ederdi. Fakat olmadı, bu iki Türk devleti savaştı. Etnik olarak Türk idiler, din olarak da Müslüman´dılar, mezhep olarak da Sünni idiler... Fakat savaştılar. Osmanlı Sultanı Fatih Sultan Mehmet´in, 1453´te İstanbul´un fethiyle Bizans İmparatorluğunu ve 1461´de de Trabzon´u alarak Pontus Rum Devletini yıkması, bu sayede büyük güç kazanması Osmanlı´nın doğusundaki Akkoyunlu Sultanı Uzun Hasan´ı telaşlandırmıştı. Türkmen asıllı Akkoyunlu Uzun Hasan, kısa zamanda devletin sınırlarını genişleterek; Irak-ı Acem, Irak-ı Arap, Azerbaycan, İran ve kısmen Doğu Anadolu´ya hâkim olmuştu. Pontus Rum Kralının damadı olması dolayısıyla Trabzon´un mirasının kendisinin olduğunu iddia etti. Bu sebeple, Fatih´ten Trabzon´u istedi. İsteği kabul edilmedi. Uzun Hasan, tek başına Osmanlıları mağlup edemeyeceğini bildiğinden, kendisine müttefik aradı. Neticede, Batıda Haçlı devletleri ve Doğuda hâkimiyet mücadelesi veren Türk devlet ve beyleriyle anlaştı. Venedik, Papa ve Napoli, ittifak teklifleri neticesinde, ateşli silahlar ve bunu kullanacak usta ve asker gönderip Uzun Hasan´ın yanında yer aldılar. Venediklilerin yardımı karşılığı, Karadeniz´de serbest faaliyet yanında, Mora, Midilli, Ağrıboz ve Argos´un iadesi temin edilecekti.