AHMET ŞAN


ÇİN VİRÜSÜ VE TÜRKİYE!

Çin’in Wuhan kentinde ortaya çıkan Corona virüsü tüm dünyayı tedirgin etti. Başta bizim


Çin’in Wuhan kentinde ortaya çıkan Corona virüsü tüm dünyayı tedirgin etti. Başta bizim insanımız daha fazla tedirgin oldu.Çünki; Dünyada Çin’den direk mal alan satan nadir ülkelerden biriyiz. Özellikle Türkiye’nin ticaret merkezi olarak bilinen eski Tahtakale mantığı tamamen Çin’e bağlı bir güdümle ilerliyor. Bu bizim virüsten ölmemizden önce ticaret kapımıza vurulan bir mühürdür. İlginç bir şey söyleyeceğim! Her yıl Türkiye’de binlerce insan gribal enfeksiyondan hayatını kaybediyor. Yani gribal enfeksiyondan ölme şansımız bir defasında yüksek oranda. Bu bizim aynı zamanda zaaflarımızıda oluşturuyor. Bu zaaflar nedir? Hatırlayalım… Bir dönemler Kuş gribi çıkmıştı. Unakıtan diye bir bakan vardı. Her yerde köy tavuğu dediğimiz tavuklarımızı diri diri toprağa gömerek itlaf ettik. Sonra pis hayvan gribi çıktı. Sonra mutasyon olayı çıktı. Peki ne oldu ? Birileri çıkıp yumurta yemek yasak, yumurta adamı öldürüyor” demedi mi? Ganimetçi birileri çıkıp sanal yumurta üretmeye ve para kazanmaya başlamadı mı? Birileri bunu suistimal ederek milyon dolarlık aşı satın alınıp çöplere atıldığı ortaya çıkmadı mı? Şimdi akıllı olma zamanı. Bu bence biyolajik ve ekonomik bir savaş… Dünya’da her zaman virüsler var. Bu virüslerin birileri DNA sıyla oynuyor da insanları katlediyorsa, Dünya Sağlık Örgütü ne iş yapıyor. Dünya Sağlık Örgütü Çin’i karantinaya alıyorda, bu virüsü yapan, eden veya birileri karşısında ekonomik savaş adı altında hamle yapanlara karşı bir yaptırım uygulayamıyor mu? Veya biz zanla mı yürüyoruz ? Sözün özü şu: Ben virüslerin olduğuna inanıyorum; Ancak Bu Corona Virisü’nün de aynı Kuş gribi gibi toplumda infial oluşturup birilerine para kazandırdıktan sonra biticeğini düşünüyorum. Sonuçta hepimiz öleceğiz. Korkunun ecele faydası yok. Ama tedbir farz. Eğer olay dedikleri gibiyse, vay halimize… Yok olay bizim şüphelerimizdeki, zanlarımızdaki gibiyse vay onların haline… Kalın sağlıcakla…