Osman Aydoğan


Chernobyl -12-


Çernobil´den sonra Fukushima felaketi de gelince, ABD´den Fransa´ya, Almanya´ya, Rusya´dan İngiltere´ye kadar pek çok ülke de nükleer enerji masaya yatırılıyor? Fukushima felaketinden sonra Almanya 1980´den önce kurulan yedi santralini hemen üç ay içinde kapatıyor? Almanya kalan 12 santrali ise 2040 yılına kadar aşama aşama kapatma kararı alıyor? Japonya ise ekonomik ömrü dolan santrallerini yenilemeyip onlar da aşama aşama kapatma kararı alıyor?Bu ülkelerin tamamı nükleer ve fosil kaynaklı enerjiden vazgeçip yenilebilir enerji kaynaklarına yöneliyorlar... Tekrar diziye dönüyorum? "Çernobil insanları öldürmedi, insanları liyakatsiz yöneticiler öldürdü.´´ Dizinin ana fikri bu? Dizide liyakatsiz Sovyet komünist yetkilileri görüyorsunuz sonra dönüp günümüzde, evdeki piknik tüpünü nükleer reaktörün tehlikesi ile bir tutan zihniyete, Türkiye Cumhuriyeti yetkililerine, muktedirlere bakıyorsunuz? Ürperiyorsunuz? Mücrim gibi tir tir titriyorsunuz? Bütün bu yaşadıklarımızdan sonra yalnız ve güzel ülkemin hiç de sevmediğimiz Sovyetlerle bir nasıl ´´yoldaş´´ olduğunu görüyorsunuz. (*) Dün tüm halkına radyasyonlu gıdalar yedirenler bugün de Rusya´dan tarım zararlısı, zirai ilaç kalıntısı var diye gümrüklerden dönen tonlarca domatesi, çileği, kirazı yediriyorlar... Siz bu dönen ürünlerin imhasını gördünüz mü hiç? Daha dün ´´Türkye´de radyasyon var diyen dinsizdir´´ diye demeç veren siyasetçi güruhunun devamının bugün de ´´partimize oy vermeyen dinsizdir´´ diye şarladıklarını ve Diyanetin de buna sessiz kaldığını görüyorsunuz... Teknolojik olarak atağa kalkması gereken güzel ülkemin mistik bir eğitime yönelip her okulunun İmam Hatipe çevirildiğini görüyorsunuz... Bütün bunların üstüne Çernobil´deki nükleer santralı inşa eden Rosatom firmasının Akkuyu´daki nükleer santralı da inşa etmekte olduğunu görüyorsunuz? Ürpermek, tir tir tirremek az geliyor... Çukurovanın eski zamanlarındaki insanları gibi sıtma nöbetleri geçiriyorsunuz... Bu dizi; cehaletle ve bilgisizlikle harman olmuş, yozlaşmış bir devletin, yozlaşmış bir zihniyetin, hangi ideoloji ile yoğrulursa yoğrulsun insanlarına ve insanlığa zarardan ve felaketten başka bir şey getirmeyeceğini bir kere daha anlatıyor ve hatırlatıyor? Bu dizideki eleştiriyi, sadece Sovyet devleti için değil, Thomas Hobbes´in ´´Leviathan´´ındaki gibi tüm ?´devlet´´ aygıtına yöneltip, bilgi, akıl ve hukuk süzgecinden geçiridiğinizde ancak aydınlanabiliyorsunuz?. Ve başta verdiğim Nazım´ın şiirini bir daha hatırlıyorsunuz: ´´Acayipleşti havalar, bir güneş, bir yağmur, bir kar. Atom bombası denemelerinden diyorlar. Stronsium 90 yağıyormuş ota, süte,ete umuda, hürriyete kapısını çaldığımız büyük hasrete. Kendi kendimizle yarışmadayız, gülüm. Ya ölü yıldızlara hayatı götüreceğiz, Ya dünyamıza inecek ölüm.´´