ALİ ÖZARSLAN


ÇEVRE VE POŞET


Aralık 2015´te Paris İklim Zirvesin de alınan kararlara 195 ülke imza koymuştu. Bunlardan biri de Türkiye´dir. Bu doğrultuda, petrol ve kömüre dayalı enerji kaynaklarının azaltılması öngörülüyordu. Yine bir fosil yakıt olan doğalgaz kullanımının artması, evlere ısı yalıtımı yaptırılmasının zorunlu hale getirilmesi, egzoz emisyon ölçümleri gibi önlemler bu nedenle alınmaktadır.

Ayrıca çevre kirliliği de bu çerçevede ele alınmakta ve yaşanılır bir dünya için, sanayi devrimiyle başlayan çevre katliamının durdurulması için de çaba göstermek ülkelerin görevlerinden biri.

Bu kirlenme sadece çevreyi değil artık canlı yaşamı tehdit etmektedir. Bu tehdidin en önemli unsuru da plastiktir. Doğada uzun yıllar oyunca çözünmeyen ama hayvanların ve insanların yaşamını tehdit eden plastikler artık insan ölümlerinin başlıca nedenlerinden birisidir.

Denizlerde yaşayan balıkların vücudunda plastik bulunması ve yine günümüzde insanların gaita testlerinde plastik bulunması artık endişe yerine felaketin durumunu gözler önüne sermiştir.

Bunun nedeni üretilen plastiklerin yaptığı bileşikler ve zararlı olmasıdır. İlk üretildiğinde sevinç yaratan plastiklerin zararları konusunda ne yazık ki dünya çapında tehdit ortaya çıkana kadar kimsenin umurunda olmamıştır. Artık insanlığı, doğayı ve tüm canlıları tehdit eden plastikler ne yazık ki insan eseridir. 

Ülkemizde de plastiğin kullanımını azaltmak için 1 Ocak 2019 tarihi itibari ile poşetlerin para ile satılmasına karar verilmiştir. Ama doğaya zararlı olan poşetlerin paralı olması doğayı korur mu dersiniz elbette hayır. Madem poşetler her açıdan zararlı ve çevrenin yanında insan sağlığına zararlı o zaman yapılması gereken poşetlerin yiyecek ve içeceklerin olduğu hiçbir yerde paralı parasız kullanılmaması gerekir. Poşete hayır doğru bir karar ama paralı olması yanlış bir karardır. Bin bir çeşit gerekli gereksiz içecek ve yiyeceğin neredeyse tamamı plastik içinde insanlara satılmakta ya da sunulmaktadır. Plastikle savaş yapılacaksa, gıdaların plastikten kurtulması gerekir. AKP´nin poşet politikası ne yazık ki çift taraflıdır. Bir taraftan çevre için poşete savaş açması olumlu bir yaklaşımken, diğer taraftan poşetten gelir elde etmeye çalışmak yanlıştır. Söylentiler doğruysa poşetlerin paralı olması için ön ayak olan milletvekilinin de poşet fabrikası varmış. Öyleyse eğer şu anki poşet politikası maalesef doğru değildir.

Poşetler tamamen yasaklanmalıdır. Doğrusu budur. Kalınlığı ne olursa olsun hangi reyonda olursa olsun poşet poşettir ve yasaklanmalıdır. Ama insanlar ürünleri nasıl taşıyacaklar? Elbette kağıta dayalı ürünler kullanılması gerekir. İyide SEKA gibi bir fabrikayı özelleştirme adına, Emperyalistlere yaranma adına kapatırsanız kağıt ürünü de poşetten daha pahalıya mal olur. Bu nedenle iktidar kağıt kullanımı ile ilgili bir kelime bile söyleyememektedir. Asgari ücretin komikliği ve emekli maaşlarındaki artışın ciddiyetsizliği, ama vergilerdeki çok büyü artış nedeniyle artık daha fazla vatandaşın sırtına (seçim nedeniyle) binemeyen AKP iktidarı poşetten 0,15TL vergi alarak yeni bir gelir kapısı oluşturmuştur. Ücretli veya ücretsiz poşetler vatandaşın eline ulaştığı sürece çevre kirlenecek ama devlet kazanacaktır. Bunu önümüzdeki yıllarda hep beraber göreceğiz. Seka kağıt fabrikasını açar, marketlere büyük kese kağıdı üretirse ancak o zaman poşetten kurtuluruz, doğada sağlımızda kurtulur. Çevre temizliği ve plastiğe karşı önlem öyle üç kuruşluk poşeti parayla satarak olmaz. Gücünüz yetiyorsa ve samimi iseniz kolanın plastik şişelerde satılmasını durdurun. Yiyeceklerin plastik ambalajlarda satılmayı önleyin.