Osman Aydoğan


Cesare Beccaria


Geçmiş yıllarda Ergenekon ve Balyoz davalarında idam cezası kaldırıldığı için onun yerine geçecek şekilde mahkemelerce bol kepçe ?´ağırlaştırılmış müebbet hapis´´ cezaları verilmişti. Günümüzde ise; bir zamanlar FETÖ denen soysuzla içli dışlı olmuş, FETÖ ile kol kola beraber yürümüş, teee Amerikalara kadar gidip de FETÖ denen meczubun elini ayağını öpmüş, onunla gerine gerine pozlar vermiş, TV´lerde, gazetelerde FETÖ denen meczuba övgüler düzmüş, FETÖ ne istediyse vermiş, Ankara´yı FETÖ´ya parsel parsel peşkeş çekmiş hiçbir siyasetçiye dokunulmazken bilmem nerelerde ne yazılar yazdı diye birilerine yine mahkemelerce bol kepçe ?´ağırlaştırılmış müebbet hapis´´ cezaları verilmektedir? Yine birileri 18 yıl hapisle yargılanırken birdenbire Merkel Hanım´ın ricası ile bir günde hapisten çıkarılıp özel uçakla Almanya´ya postalanmaktadır yine birileri hapislerde yatmaya devam etmektedir? Bütün bu olanlar bana İtalyan hukukçu -toprağı bol olsun- Cesare Beccaria´yı hatırlatmaktadır? Aydınlanma Çağı´nın önemli isimlerinden olan Cesare Beccaria İtalyan hukukçu, filozof, ekonomist ve edebiyatçıdır. Zaten gerçek bir hukukçunun aynı zamanda bir filozof, bir edebiyatçı, bir sosyolog ve bir psikolog olması gerekmez mi? (Aman bizim hukukçularımız ve hukuk fakültelerinin dekanları ve Adalet Bakanlığı duymasın!) Cesare Beccaria bu sıfatların çoğuna sahiptir. Cesare Beccaria o zaman Avusturya İmparatorluğu sınırları içinde kalan Milano´da doğar. (15 Mart 1738) ve Floransa´da vefat eder.(28 Kasım 1794) 1747-1755 yılları arasında sekiz sene dini eğitim gördükten sonra 20 yaşındayken hukuk doktorası eğitimini tamamlar. Ancak hep felsefi konularla meşgul olur... 1763 yılında 25 yaşında iken arkadaşlarının tavsiyesiyle ?´Suçlar ve Cezalar´´ (Dei delitti e delle pene) isimli kitabını yazmaya başlar. Kitabını 26 ayda tamamlar. Beccaria bu eserinde, idamın ve işkencenin ceza olarak görülemeyeceğini ve bunun bir barbarlık olacağını açıklamaya çalışır. Beccaria bu eseriyle beraber hukuka pek çok ilke kazandırır. Bunlardan birisi; ?´Kanunsuz ne suç ne ceza olur´´ (Nullum crimen nulla poena sine lege) ilkesidir. Böylelikle meşruluk prensibini de hukuka katar. Eseri Voltaire ve Diderot gibi aydınların tartışmasını sağlar. Bu eseriyle beraber ölüm cezasının 200 yıldır tartışılmasına katkıda bulunur. Kendisi idamın hem kullanılamaz hem de gereksiz olduğunu iddia ederek bunu "kamusal cinayet" olarak tanımlar ve sorar: ?´İnsanlara, kendileri gibi olanları öldürme cüretini veren nasıl bir hukuktur?" Beccaria´nın eseri 1765´te Fransızca, 1766´da Almanca, 1767´de İngilizce, 1770´de İsveççe, 1772´de Polca, 1774´te de İspanyolca´ya çevrilir. Hukukun bu temel eseri ülkemize ise 200 yıl sonra hukukçu Muhittin Göklü´nün 1950´li yıllarda tercümesi ile gelir. Görüldüğü gibi Türkiye´ye 200 yıl geç gelen sadece matbaa değildir, hukukun temel eseri de geç gelmiştir. Tamam, geç gelmiş de geç gelmesine rağmen de okuyan okutan kim? Daha önce görev yaptığım kurumda Hukuk Müşavirliğine bir yardımcı alacaktık.... CV´sini gönderen hukukçular içerisinden otuz kişiyi mülakata davet etmiştik... Ben de mülakat komisyonu başkanıydım... Bu mülakata hepsi de genç ve yeni mezun kadınlı erkekli bu otuz hukukçunun otuzuna da aynı soruyu sordum: ´´Cesare Beccaria kim?´´ Allah rızası için bir tanesi olsun tanıdığını söyleyemedi. Ey hukuk fakülteleri dekanları! Cesare Beccaria´yı okutmuyorsunuz da neyi okutuyorsunuz? Keloğlan´ın masallarını mı? Ülkemizdeki hukukun, mahkemelerin halini görünce hukuk fakültelerinde Keloğlan´ın masallarını okuduklarına ikna oluyorum... Neyse biz gelelim konumuza... Muhittin Göklü´nün ?´Suçlar ve Cezalar´´ı Türkçeye çevirme hikâyesini şöyle anlatır; ?...bakın tercüme kararımı nasıl verdim: 1948 yılının karlı bir kış akşamı idi. Dersimiz bittiği halde bir kaç arkadaş Paris Hukuk Fakültesi kriminoloji enstitüsünün sıcak dershanesinden daha rahat bir yer bulamayacağımızdan çıkmamıştık. Konuştuğumuz mevzu ceza hukukuna dairdi. Faslı bir hukukçu birden söze karışarak; ?Ben´, dedi, ?Rabbin en adil, en cesur ve alicenap kulu olan Hazreti Ömer´den sonra, Beccaria´yı seviyor ve koyduğu mukaddes hukuk esaslarını beğeniyorum.´ Biz telaşlandık; o hemen çantasından pek eski, çok yıpranmış küçük hacimli bir kitap çıkararak önümüze koydu: ?Bir kere okursanız, bana hak verirsiniz´ diye ilave etti. Kitabı aldım ve birinci sahifeyi okur okumaz, kendi soğuk inzivagâhımı dershanenin sıcaklığına tercih ederek çıktım.´´ Cesare Beccaria´nın bu kitabı (Suçlar ve Cezalar Hakkında) günümüzde Sami Selçuk´un çevirisi ile 2004 yılında yeniden yayınlanmıştır. (İmge Yayınları, 2004) (Bu eseri Türkçeleştirmek de her hukukçunun yapacağı bir iş de değildir!)