Oğuz Gümüşkaynak


CEHALET...


Derki bir söylemde cehalet bütün kötülüklerin anasıdır. Ama cehalet bazıların en fazla nemalandığı yerdir. Cehalet birilerin tükenişine birilerinin de yükselişine neden olur. Ülkemdeki köy enstitülerini ülkemdeki cehaletin köküne ayran suyu olacaktı ama dönemin başbakanı Adnan Menderes´in köy enstitüleri yöneten kesimden daha akıllı kesimler üretiyor eğer bu böyle devam ederse biz ülkeyi bu kadar rahat yönetemeyiz demiş ve tamamını kapatmıştır. Benim ülkem yönetimi son 16 yılını cehalet üzerinden nemalanan yönetimin nemalanmasıyla geçirmekte. En uçtaki yönetici sadece çakma iç politikada sahte kabadayılık ve söylediği her şeyin doğruluğuna inanan kitlelerin sayesinde ülkeyi yönetmekte. Sadece hır gür hakaret benden olanlar benden olmayanlar bana inananlar bana inanmayanlar mantığıyla ülkeyi yönetmeye devam ettiği sürece şarlatanlar ve riyakarlar ülkede hızla çoğalmakta. Ülkenin aydınlık yüzü sanatçılar tehditle hakaretle hedef göstermekle suçlanıyorsa sen değil Avrupa Birliğine girmek kapısının önünden bile geçmen mucizedir. Bu ülkenin en yüce değerlerine her gün hakaretle karşı karşıya yüce değerlere saygı duyanlara tehdit nereye kadar benim istediğim kadar demokrasi benim istediğim kadar yazar çizer takımı söylem ve yazma hakkına sahip dersen yirmi birinci yüzyılda gücün bir yerde biter. Zaten bu kadar hırçınlaşan bir kişilik sadece tükenişin göstergesinden başka bir değildir.  Fransız halkı cehalet üzerinde yönetilen milletlere iyi örnek olmadı ve sınır komşumuz Suriye´de öyle birinde Fransız halkı bir kez daha cop panzer dayak göz altılarına rağmen yönetime galip geldi. diğeri Suriye sonunda ABD yi yendi Esat ve halkı kazandı. Benim halkım bunu hiç bir zaman öğrenemeyecek. ikinci dünya savaşında da Almanya´nın sonu geldiğinde Alman halkı Almanların Rusya´da savaşı kazandığını zannediyordu takı Rus tanklarını Berlin sokaklarında görene kadar.