ZEYNEP MÜLAYİM


Canlılara şiddet?


Sosyologlar, psikologlar yaşananları nasıl yorumluyorlar acaba?  Hangi yaşananları diye sorduğunuzu duyar gibi oluyorum. Lafı fazla uzatmadan her dönem de yoğunlaşan şiddet olaylarını. Yalnız mağduru da şekli de sürekli değişen şiddet olayları. Bir ara yoğun bir şekilde kadına şiddet yoğunlukta yaşanıyordu. Sürekli kadınlarımızın ölümü ile ilgili haberlerle üzülüyorduk. Ama o kadar yoğun yaşıyorduk ki ne oldu bu insanlara,  adeta çıldırmış gibiydiler. Ard arda geliyordu kadın cinayetleri.  Sosyolojik patlama olmuş gibi. Çok şükür bu haberleri almaz olduk. Ardından çocuk istismarı ve ölümleri takip etmeye başladı. Ardından hayvanlara şiddet mi diyelim vahşet mi bilemedik. Hayvanlarla ilgili çeşitli psikopat haberler almaya başladık . Dört patisi kesilen yavru köpekten sonra bugün de yavru kediler hepimizi üzdü. Onlar da aynı şiddetin mağduru oldular. Buradan açık açık daha fazla detaylandırmak istemiyorum ama insana yakışmayan her ne varsa hepsini görür duyar olduk. Biz ki inancımız gereği her canlıyı severek hoşgörüyle bakarak büyütülmüşüz. Her canlının yaşam hakkına ve doğasını saygı duymamız öğretilmiş bizlere. Hayvanlar bile vahşi hayvanlar bile sadece beslenmek ve kendilerini korumak için saldırıyorlar. İnsanlığımızdan utandığımız ne resimler görüyoruz. Çoğu hayvanın bile içgüdüsel olarak yaşamsallığa saygısını sevgisini görüyoruz. Bir köpeğin kedi yavrusunu beslemesi,  bir kedinin kuşla bir köpeğin kediyle arkadaşlığını izliyoruz. Peki niye onlara zarar vermek istiyoruz. Onlarında bir can taşıdığını unutarak.  Onlarında yaradan tarafından yaratıldığını unutarak. Onlarında etten kemikten yaratıldığını unutarak . Haklarını savunacak ne güçleri ne de muhatapları .  Bununla ilgili her açıdan çalışma yapılmalı önlemler alınmalı. En başta küçücük yavrularımıza;  evimize alamıyorsak da hayvan sevgisini ilk biz aşılamalıyız. Karşılıksız sevgiyi ve vicdan duygusunu geliştirmeliyiz. Bundan sonraki halkayı yavaş yavaş genişletmeliyiz. İlk polisimiz ve ilk yasamız içimizdeki vicdanla hareket etmek olmalı. Anayasaya hayvan hakları konusunda daha net çizgiler ve yasalar konulmalı. Toplumsal bilinç ve duyarlılığı artırmak için ne gerekiyorsa yapılmalı. Çocukları doğayla birleştirmeliyiz. Bizim de doğanın bir parçası olduğumuzu unutmadan bütün canlıları koruyup kollamamız gerektiğini hep hatırlayalım ve hiç unutturmayalım. Aksini yapanlara hukukun gereğini yapalım. Sevgiyle kalın?