Osman Aydoğan


Bugünün en acı hüznü!


Fatih´ten bahsederken Fatih´in savaşta öldürdüğü imparatorun (Konstantin Paleolog), İstanbul fethedilmeseydi belki de ileride imparator olabilecek iki yeğenini de vezir yaptığını, Hekim Yakup Paşa (Yahudi), Koca Davut Paşa (Arnavut) ve Zağnos Paşa´nın (Rum veya Sırp asıllı) o dönem devletin önemli kadrolarında yer almış ve başarılı olmuş devşirmeler olduğunu? Yine Fatih´in Ermenileri İstanbul´a yerleştirdiğini, İstanbul´da Ermeni Patrikhanesini kurduğunu, İstanbul´da Rum Ortodoks Patrikhanesini koruduğunu ve İstanbul´da Yahudi hahambaşı bulundurduğunu? Ve Fatih İstanbul´u alınca şehrin adını değiştirmediğini, şehrin isminin 19. yüzyıla kadar hep Konstantiniyye olduğunu, fetihten sonra Ayasofya´yı camii yaptığını ama adını yine değiştirmediğini, Aya İrini de aynı şekilde kaldığını yazmıştım? Uzun bir giriş oldu ama bundan sonra yazacaklarım için önemli olduğu için bunları tekrarladım? Şimdi gelelim Osmanlının diğer zamanlarına? Barbaros, Mimar Sinan, Sokullu kimlerdi biliyor musunuz? Bütün tarihçilerce Osmanlının en büyük veziri kabul edilen Sokullu 21 yaşında bir Sırp kilisesinde org çalarken devşirildiğini bilir miydiniz? Varlığını Türk toplumunun dizilerden haberdar olduğu Pargalı İbrahim Paşa, Mustafa Celaleddin Paşa, 1878´de imzalanan Berlin Antlaşması´nda Osmanlı´yı temsil eden üç kişiden biri olan Mehmet Ali Paşalar kimlerdi biliyor musunuz? İbrahim Müteferrika´yı, Humbaracı Osman Ahmet Paşa´yı, 1729´da Osmanlı´da ilk modern itfaiye birliğini kuran Ahmet Paşa´yı tanıyor musunuz? Neyse uzatmayayım Osmanlı´da görev yapan toplam 218 sadrazamın sadece 101´i Türk kökenli olup, geri kalan 117´si farklı etnik kökenlerden gelmekteydi. Bu 117 sadrazamın etnik kökenlerine bakıldığında ise, 32´sinin Arnavut, 12´sinin Boşnak, 11´inin Gürcü, 9´unun Abaza, 6´sının Rum, 4´ünün Çerkez, 4´ünün Hırvat, 2´sinin Arap, 2´sinin Ermeni, 2´sinin İtalyan, 2´sinin Slav, 1´inin Rus, 1´inin Bulgar, 1´inin Sırp, 1´inin de Çeçen olduğu ve geri kalan 27 sadrazamın etnik kökeni tam olarak bilinmediği görülecektir. Ayrıca hemen hemen bütün Osmanlı padişahlarının anneleri yabancıdır... Yine bilir miydiniz Osmanlı padişahlarının hiçbirisinin ismi halifelerin isminden değildir... Ne Ömer, ne Ebu Bekir, ne Ali ne de (kurucusu hariç, ona da Osman değil Ottoman derlerdi) Osman ismini vermişlerdir padişahlara? Peygamber Hz. Muhammed´i de Mehmet yapmışlardır. Hiçbir mezhebin sembol isimlerini almamıştır Osmanlı padişahları. Neden dersiniz neden? Çünkü Ortadoğunun mezhep girdabına kapılmak istememiştir Osmanlı... İslam´ın beş şartından biri değil midir hacca gitmek? Ancak hiçbir Osmanlı padişahı hacca gitmemiştir. Ve hiçbir Osmanlı padişahı elde Kuran dini siyasi bir malzeme yapmamıştır. Osmanlı yaşadığı sürece hiçbir İslam ülkesine karşı Batı ile ittifaka girmemiştir. Bütün bunları ben bir olumsuzluk olarak yazmıyorum... Bilakis çağına göre bir iftihar vesilesi olarak addediyorum. Bütün bunların, bütün bu özelliklerin nedeni çok basit... Eğer bu coğrafyada yaşayacaksanız ve bu coğrafyada ?´Cihanşümul bir imparatorluk´´ kuracaksanız ve bu coğrafyada uzun ömürlü olmak, bu coğrafyada baki kalmak istiyorsanız uygarlıklar beşiği bu coğrafyada bir ırkın üstünlüğüne, bir dine ve bir mezhebe dayanamazsınız. Osmanlı bugünkü Amerika gibi her etnik ve folklorik grubu bir potada eritip Osmanlılık diye bir kavram yaratmış ve bu sayede üç kıtada altı yüzyıl hüküm sürmüştür. Günümüzde Osmanlıya öykünenler mi? İşte bunlar ne Osmanlıyı bilirler ne de İslam´ı bilirler. Onlar Osmanlının ve Fatih´in tırnağı dahi olamazlar. Onların bütün meseleleri bir mezhebin peşinde sürüklenerek çağdaş bir ülkeyi İslam diye diye Bedevileştirmektir, Emevileştirmektir. Çapları, seviyeleri, kapasiteleri, bilgi, görgü ve öngörüleri ancak o kadardır. Osmanlı´da görev yapan toplam 218 sadrazamın 117´si farklı etnik kökenlerden gelirken, Osmanlıya öykünenler vazgeçtim Türkü, Müslümanı, aynı mezhebi; kendi partilerinden olmayanlara bu topraklarda hayat hakkı bile tanımamaktadırlar?