Şaban Külhancıoğlu


BİZİM MAHALLE VE İMAMOĞLU

Türkiyede siyasetin üzerinde lider sultanlığı hakimdir.Ve liderler


Türkiyede siyasetin üzerinde lider sultanlığı hakimdir.Ve liderler siyaseti karşıtlıklar üzerinden angaje etmektedir.Ne yazık ki hala... Siyasi hayatımızı,bir nevi taraftarlık psikolojisi içinde fikirleri,ideolojileri ve liderleri 'Ya hep ya hiç' anlayışıyla ölümüne savunmak veya reddetmek kültürü işgal ediyor.Bu durumun sağı ve solunun olmadığı da görülüyor.Türk siyasetine neredeyse son 40 yılına damga vurmuş belediye başkanlığından Cumhurbaşkanlığına kadar yükselmiş sayın R.TayyipErdoğanın çok yakın bir zaman önce'' %50 yi evde zor tutuyorum'' diyerek... Bu Türk siyasetindeki durumun vehametini ortaya koymaktadır.Hala... Liderin bir bakışına bir duruşuna bir sözüne ortalığı yakıp yıkacak kitlelerin olması bu asırda ne kadar kaygı verici ve düşündürücüdür.Ve bu taraftarlıktır ve gözü körlüktür ki liderlerin ego patlamalarına meydan vermektedir.Siyasetteki bu taraftarlık ve neredeyse holiganlık kültürü ülkeyi tek adam yönetimine kadar taşımıştırSiyasetin sağ kulvarında durum böyle iken sol kulvarında da durum pek arzulanan seviyede değildir bana göre. Dokuz seçim kaybetmiş bir Kemal Kılıçdaroğlu'nun yerine yeni bir lider henüz koyulamamıştır. Ülke 18 yıldır her yönden kötü sonuçlara gebe bir yönetime düçar halde olmasına rağmen biz hala; Kılıçdaroğlunun iyiliğini,dürüstlüğünüefendiliğini söylemekle sol siyasete ve ülkeye iyilik ettiğimizi sanıyoruz. Gelişmiş demokrasilerde ise siyasetin nasıl işlediğini görüyoruz. Geçtiğimiz yıl yapılan seçimlerde  İngilterede İşçi Partisi lideri Jeremy Corbyn seçimleri kaybetmesinin hemen ardından seçimlerde aldığı kötü sonuçlar için özür dilemiş ve parti liderliğinden istifa edeceğini açıklamıştır.Dünyada seçim kaybeden liderlerle ilgili şöyle bir anlayış hakimdir: ''Japonyoda seçim kaybeden intihar eder,Avrupada istifa eder.''      Buradan son İBB seçimlerinde ülkemizin siyasi hayatına güneş gibi doğan Ekrem İmamoğlu'nun yaşadığı kayak tatili spekülasyonuna geçmek istiyorum.Evet... Ekrem İmamoğlu yıllardır beklediğimiz soldaki yükselişi başarı ile yapmıştır. Tüm Türkiyenin yeni bir ümidi olarak görülmüştür.Bende bir vatandaş olarak çok beğeniyor ve de gelecek adına çok şey ümit ediyorum. Ve hatta... İddiam odur ki... 18 yıllık AKP ve Tayyip Erdoğan iktidarının son bulması Ekrem İmamoğlu sayesinde olacaktır.Bu zamana kadar izlediği siyaset bunu göstermektedir. Ancak... Yukarıda kısa bir şekilde değinmeye çalıştığım gibi siyasi tarafgirlik ve bağımlılık hiç birimizin gözünü kör etmemelidir. Yapılan siyasi hatalar demokratik bir şekilde eleştirilmeli ve bu konuda uyarılar yapılmalıdır.Her şeye alkış tutmak,yapılan yanlışları görmemezliğe gelmek Ekrem İmamoğlu içinde iyilik olmayacaktır.Hatasız insan olmayacağı gibi hatasız siyasetçide yoktur! İyi dostlar, dostlarının hatalarını söyleyebilen insanlardır.Şimdi 'Kayak Tatili' meselesine gelecek olursak...Herkesin bildiği bir şeyi tekrarlamakta fayda görüyorum. 'Siyaset sanatı; ne söyleceğini değil ne söylememesi gerektiğini bilmek sanatıdır' diye..Buradan hareketle, neyi nerede yapmamalıyız onu iyi bilmeliyiz. Tabiki Ekrem İmamoğlunun eşiyle planladığı bir tatili normal zamanda  yapmasında bir sakınca yoktur. Ancak... Son dönemde milyonların gönül verdiği bir siyasetçi olarak milyonların duygularının tavan yaptığı bir meselenin ülke gündeminde sıcaklığını korurken... Ülke insanımızın bu tür konulardaki hassasiyeti batı insanının hassasiyeti ile mukayese dahi edilmez iken... Ekrem İmamoğlunun yaptığı bu kayak tatili zamanlaması açısından hoş olmamıştır. Türk kültüründe cenazeye saygı diye şey vardır.Mahallede komşunun cenazesi varken sokakta dahi gülünmez,evde radyo dahi çalınmazdı. Bu komşuya saygıdır bu insana saygıdır.İşte bu saygıdan dolayı bazen dini ritüellerin çoğuna kalben katılmazsak da bedenen  iştirak ediyoruz. Mesela... Ben dinen 'Cenaze Perşembesi' denilen dini ritüeli doğru bulmasam da tüm akraba ve dostlarımın bu uygulamalarına iştirak ediyorum. Hülasa... Ekrem İmamoğlunun siyasi şımarıklığa düşmemesi için bu eleştirilere saygı gösterip ısrarından vazgeçmesini doğru bulurum. Yoksa... En ufak bir eleştiride dahi 'benim yaptığım doğrudur' tutumu onu ukalalılağa kadar varan siyasi bencilliğe götürecektir diye düşünüyorum. Bir 'Ego patlaması' yaşamasına meydan vermeyelim. İleride onunda 'hep ben' diyen bir Tayyip Erdoğan olmasını istemiyorum. Çünkü... Ekrem İmamoğlunu hakikaten seviyorum! Sağlıkla...