Osman Aydoğan


Bizans´ın son imparatoru (2)


Bütün bunlardan imparatorun haberi yoktur, o halkına güvenmekte, onun yurtseverliğine ve son tehlikenin onu kahraman yapacağına inanmaktadır. Onun için son anda büyük bir düş kırıklığına uğrar. Sultanın elçileri onun ve ardından gitmek isteyenlerin özgürce gidebileceğini bildirirler, fakat ona bağlı ancak iki kişi çıkar: Ücretli askerlerin sadık komutanıyla kendisine âşık olan Yunanlı kız Herma. Konstantin dehşet içinde gerçekle yüz yüze gelir ve Bizans´ı ölüme mahkûm eder: ?´Biz Tanrı´nın izniyle Bizans´ın son imparatoru Konstantin, dünyaya bildiririz ki, ulusumuzu mahkemeye çektik ve adalet adına Bizans´ı cellat satırıyla ölüme mahkûm eyledik. Edirneli Mehmet celladımız olsun.´´ Konstantin muharebede ölür. Bizans kan içinde yüzmektedir ve bu tarihsel kargaşada üzerlerine düşen onurlu görevi yerine getirmeyenler o kan denizi içinde imparatoriçeyle birlikte boğulurlar. O korkunç anlarda imparator şöyle der: ?´Ölürsem, mezar taşıma şu sözler yazılsın: Bizans´ın son imparatoru burada yatıyor. Kör olduğu sürece yaşadı. Bir gün gözleri açılınca duyduğu tiksinti onu öldürdü.´´ Neyse gelelim oyundan bir sahneye. Fatih İstanbul´u kuşatmıştır, kent düşmek üzeredir. Oyunda bu sahne şöyle verilir: Başmabeyinci, İmparatoriçe´ye müjdeler: ?Paganlar hücuma geçeceklerken İmparatorumuzun yüzü sur üstünde görününce silahlarını ellerinden düşürmüşler!? Şair Lisander: ?Halk şenlik yapıyor!? Krates: ?Türkler barış için yalvarıyorlar! Sultan´ın ordusunu veba kırıp geçiriyor! Sultanları Anadolu´ya çekilecekmiş.? Öğleye yakın bir haber gelir: ?Hıristiyan ordusunun önünde nur içinde bir yiğit görülmüş. Aziz Georgius olduğu sanılıyor. Belki de Kutsal Bakire´dir. Sevgili şehrini kurtarmaya gelmiş.? Ancak ayaküstü uydurulmuş bu masallar hiçbir işe yaramaz: Yeniçeriler ne İmparatoru görünce şaşırırlar, ne de Sultan Mehmet Avrupa´yı terk eder. Veba değil, nezle bile yoktur Türk ordusunda. Yardıma ne Aziz Georgius ne de Kutsal Bakire gelir. Sonuçta Bizans düşer! Gerçeklerden ve dünyadan uzak, sanal bir âlemde yaşayanların, hem kendilerini hem sutanlarını hem de toplumunu destanlarla, masallarla, ninnilerle uyutanların, şarkılarla, türkülerle, renkli renkli reklamlarla avutanların vebâli büyüktür.... Çünkü krallar güçlendiikçe körleşirler...