Osman Aydoğan


Bir yığın kundakçıdan yangın görenler milleti (2)


´´Biz ki her mevcûdu yıktık, gâyesiz bir fikr ile; Yıkmadık bir şey bıraktık... Sâde bir şey: Âile. Hangi bir bünyânı mahvettik de ıslâh eyledik? İşte vîran memleket! Her yer delik, her yer deşik!´´ Ben hala ve hep iddia ediyorum; Birinci Dünya Savaşının eşiğindeki ortamı yaşıyoruz. Birinci Dünya Savaşı Avrupa´da yaşandı? Ama gelecek savaş Ortadoğu´da yaşanacak? Birinci Dünya Savaşı öncesi Osmanlı Balkan Savaşını yaşamıştı? Osmanlıya öykünenlerin yönettiği Türkiye ise bu büyük savaş öncesi Suriye Harekâtına girişti? Bilim adamları Tarih´i; ?´insan topluluklarını, bu toplulukların yaşayışlarını, birbirleriyle ilişkilerini, kültür ve medeniyetlerini, yer ve zaman göstererek, sebep-sonuç ilişkisine dayalı olarak anlatan bilim dalı´´ olarak tanımlarlar? Mehmet Akif bu şiirinde bu tanımı anlatır sanki: ´´Düşme ey âvâre millet bunların hızlânına ; Vâkıfız biz hepsinin pek muhtasar irfânına: Şark´a bakmaz, Garb´ı bilmez, görgüden yok vâyesi ; Bir kızarmaz yüz, yaşarmaz göz, bütün sermâyesi!..´´ Şimdi gelelim Mehmet Akif´in ?´Hakkın Sesleri´´ isimli şiirine? Şiirin ismi bu şekilde ama genellikle şiir şiirin ilk dizesi ile de anılır: ?´Bir yığın kundakçıdan yangın görenler milleti´´ Şiir Osmanlıca? Türkçesini versem şiirin ahengi bozulacak... O kadar da zor değil? Şiiri anlayacağınızı düşünüyorum? Çünkü şairin anlattıklarını zaten günümüzde birebir yaşıyoruz? Mehmet Akif şiirden önce Kur´an´dan Bakara Suresinin mealini verir ve mealden sonra şiir devam eder: ?Onlara: ?Yeryüzünde fesat çıkarmayın!? denildiği zaman, ?Biz ıslahtan başka bir şey yapmıyoruz!? derler. Gözünü aç, iyi bil ki: Onlar yok mu, işte asıl müfsit onlardır. Lâkin farkında değiller.? (Kur´an, Bakara, 11-12) Bir yığın kundakçıdan yangın görenler milleti, Şimdi inmiş zanneder mutlak şu müdhiş âyeti! Ey vatansız derbederler, ey denî kundakçılar! Milletin, az çok, duran bir dîni, bir nâmûsu var. Şimdi nevbet onların... Yansın da onlar, öyle mi? Târumâr olsun bütün bir Müslümanlık âlemi... Ey, hayâ nâmında bir hissin vücûdundan bile, Pek haberdâr olmayan, yüzsüz, hayâsız! Bak hele! Arkasından takla attın en denî bir şöhretin; Düştü takken, çıktı cascavlak o kel mâhiyyetin! Bir külâh kapmaksa şâyet bunca hırsın gâyesi; Kendi nâmûsun olur, ergeç onun sermâyesi. Yoksa, nâmûsuyla, vicdânıyla halkın oynama... Sonra kat kat nâsiyenden sarkacak birçok yama! Bir kızarmaz çehre bulmuşsun ya, ey cânî, bürün; Hem bütün dünyâyı ifsâd eyle, hem muslih görün! Kendi ırzından cömert olmaksa mu´tâdın eğer; Kendi malındır senin, hakkın tasarruf, kim ne der? Milletin, lâkin henüz ma´sûm olan evlâdına, Verme bir mel´un temâyül mübtezel mu´tâdına! Biz ki her mevcûdu yıktık, gâyesiz bir fikr ile; Yıkmadık bir şey bıraktık... Sâde bir şey: Âile. Hangi bir bünyânı mahvettik de ıslâh eyledik? İşte vîran memleket! Her yer delik, her yer deşik! Bunların ta´mîri kâbil... Olsa ciddiyyet, sebât; Lâkin, Allah etmesin, bir düşse şâyet âilât , En kavî kollarla hattâ kalkamaz imkânı yok. Kim ki kalkar der, onun hayvan kadar iz´ânı yok! ?Âilî bir inkılâb olsun!? diyen me´yûs olur, Başka hiçbir şey kazanmaz, sâde bir ...... olur. Çünkü ?çıplak? inkılâbâtın rezâlettir sonu... Ey denî kundakçılar, biz sizde çok gördük onu! Bir de halkın dîni var, sık sık ta´arruzlar gören. Hâle bak: Millette hissiyyâtı oymuş öldüren! Dîni kurbân etmeliymiş, mülkü kurtarmak için!.. Tut da, hey sersem, bu idrâkinle sen âlim geçin! Her cemâatten beş on dinsiz zuhûr eyler, bu hâl Pek tabî´îdir. Fakat ilhâdı bir kavmin muhâl. Hangi millettir ki efrâdında yoktur hiss-i din? En büyük akvâma bir bak: Dîni her şeyden metin . Düşme ey âvâre millet bunların hızlânına ; Vâkıfız biz hepsinin pek muhtasar irfânına: Şark´a bakmaz, Garb´ı bilmez, görgüden yok vâyesi ; Bir kızarmaz yüz, yaşarmaz göz, bütün sermâyesi!.. 16 Cemâziyelâhir 1331 9 Mayıs 1329 (22 Mayıs 1913)