EYLÜL HİKMET MÜLAYİM


Bir menekşe bir kedi bir balık


bugünlerde ölmüş bir menekşeye su veriyorum ha bire

balıklar geçiyor penceremin önünden

bir otobüs geçiyor göğün içinden 

ve çiçekler geçiyor ellerimin üstünden 

dalgın bakışlar geçiyor dalgın gözlerimden

saçlar geçiyor yüzler geçiyor

-çoğu tanıdık belki hatırlamıyorum-

evler geçiyor arabalar geçiyor

 tüm bir şehir ve şehrin karanlık uğultusu geçiyor gözlerimden

bir  kedi,

beyaz 

duruyor mavinin orta yerinde çırçıplak

umudu var kedinin kırılmış yemyeşil bir dal gibi

-bu umut neye yararsa-

hemen karşısında bir balık

konuşuyorlar ekmek derdinden namus derdinden

memleket meselesinden hayatın kahpeliğinden

ve diğer herşeyden

balık balıklığından usanmış balık

memleket meselesinden usanmış balık

yaşamakta ayak diremekten usanmış

kedi mağrur 

kedi mağdur

kedi yorulmuş

 

bir uyku 

gecenin orta yerinde bir ince çığlık kopar gibi 

bir gece

en derin uykulardan ansızın uyanır gibi

bir düş

yaşamak gibi kan revan içinde

 bu günlerde ölmüş bir menekşeye su veriyorum ha bire

sevmek umut etmek

ve tüketilmemiş ne kaldıysa bu yerlerde 

onların içinde onların dışında onlarla beraber 

ve onlar adına 

su veriyorum bu menekşeye 

yaralarını sarıyorum teker teker

yaralarından öpüyorum incitmeden

yaralarını seviyorum küsmeden küstürmeden

 

biliyorum birgün yeşerecek

biliyorum birgün yere eğdiği bu başını göğe dikecek.