bugünlerde ölmüş bir menekşeye su veriyorum ha bire
balıklar geçiyor penceremin önünden
bir otobüs geçiyor göğün içinden
ve çiçekler geçiyor ellerimin üstünden
dalgın bakışlar geçiyor dalgın gözlerimden
saçlar geçiyor yüzler geçiyor
-çoğu tanıdık belki hatırlamıyorum-
evler geçiyor arabalar geçiyor
tüm bir şehir ve şehrin karanlık uğultusu geçiyor gözlerimden
bir kedi,
beyaz
duruyor mavinin orta yerinde çırçıplak
umudu var kedinin kırılmış yemyeşil bir dal gibi
-bu umut neye yararsa-
hemen karşısında bir balık
konuşuyorlar ekmek derdinden namus derdinden
memleket meselesinden hayatın kahpeliğinden
ve diğer herşeyden
balık balıklığından usanmış balık
memleket meselesinden usanmış balık
yaşamakta ayak diremekten usanmış
kedi mağrur
kedi mağdur
kedi yorulmuş
bir uyku
gecenin orta yerinde bir ince çığlık kopar gibi
bir gece
en derin uykulardan ansızın uyanır gibi
bir düş
yaşamak gibi kan revan içinde
bu günlerde ölmüş bir menekşeye su veriyorum ha bire
sevmek umut etmek
ve tüketilmemiş ne kaldıysa bu yerlerde
onların içinde onların dışında onlarla beraber
ve onlar adına
su veriyorum bu menekşeye
yaralarını sarıyorum teker teker
yaralarından öpüyorum incitmeden
yaralarını seviyorum küsmeden küstürmeden
biliyorum birgün yeşerecek
biliyorum birgün yere eğdiği bu başını göğe dikecek.