Gönül dostlarım, bu tarifi hiç tanımadığınız bir insana nasıl yakıştırıyorsunuz , diye aklınızdan bir şey geçebilir. .Doğrudur.. Ama inanın bazen insanları tanımak ve anlamak için onları görmek yada yıllarca tanışmış olmakta gerekmiyor... Hepimizin hayatında yıllarca tanıyıp ta, tanıdığınızı zannettiğimiz insanlar yokmu?.. Mutlaka vardır.. Bizler için insan, samimi ve içtenlikli duygularıyla var olan yaşayan ve yaşatandır...Duygular insanoğlunun en büyük zenginliğidir... Hiç görmeyip , tanımasak ta yıllarca yürekten ve gönülden bağlandığımız , hala da içimizden söküp atamadığımız değerlerimiz yok mu, ruhumuz da yaşattığımız?.. Ancak bunları ifade ederken de " Güzel bir İnsanın Portresi " asla insanın bulunduğu makamı, ünvanı ve şöhreti değildir.. Çünkü, insanda aranılan değerin öz unsuru bunlar değildir.. Bizler insanda ki değeri, ne makamı, ne parası nede mallarıyla yani çevresinde ki değerlikleriyle ölçmüyoruz.. Bizdeki tek ölçü ve ağır basan tartı; ÂHLAK VE VİCDANDIR... İşte eski sporcu ve sanatçılara vermiş olduğunuz değer, çoğu insanlarımızın , meslektaşlarının, yönetici ve başkanlarının kaba gözlerinden kaçtığı halde, kokuşmuşluğun tavan yaptığı , acıların dahi paylaşılamaz hale geldiği bir ortamda VEFA duygunuzun Sporcu ve Sanatçı Ağabeylerimize karşı , aradan uzun yıllar geçmesine rağmen ,aramızdan ayrıldıktan sonra da devam ettiğini sizlerin şahsında görmek ve buna şahit olmak , en azından sizleri hiç tanımasam da , ne ölçüde Sporcu, Sanatçı ve İnsan sever biri olduğunuzu hissettiriyordunuz.. O bakımdan " Bir güzel İnsan Portresi gibi " sizi gönül dostlarıma anlatmak ve tanıtmak istedim, sevgili Fenerbahçeli UĞUR FİLİZ kardeşim....
