Osman Aydoğan


Bir çift güvercin havalansa? (3)


İdamın olacağı odada bir de telefon durmaktadır. Savcı telefonu gösterirken, Rosenberglere bir de fotoğraf gösterir: Çocuklarının fotoğrafı. Ve der ki ?´telefonun diğer ucunda Başkan var. Açın ve biz suçluyuz deyin. Başkan da sizi serbest bıraksın.´´ Bu şekilde ABD uluslararası baskıyı üzerinden atmayı düşünür. Rosenbergler biraz süre isterler. Giderler bir köşeye, Bayan Rosenberg kocasının dizlerindeki tozu silmektedir çünkü fotoğrafı gördüğünde Bay Rosenberg dizleri üzerine düşmüştür... Sonra savcıya giderler. ?´Evet, onlar bizim çocuklarımız fakat bizim için mektup yollayan milyonlarca insan da bizim çocuklarımız; onları yarı yolda bırakamayız´´ derler ve idam edilecekleri bölmeye doğru giderler. Ve çift elektrikli sandalyede idam edilidiğinde takvimler 19 Haziran 1953´ü göstermektedir... Aslında mahkemenin verdiği idam tarihi 18 Haziran 1953´dür. Ancak o gün Rosenbergler çiftinin evlilik yıldönümüdür. Ve mahkeme Rosenberglerin talebi üzerine lütfederek idam tarihini bir gün ertelerler. Rosenberglerin avukatlarından bu yöndeki talebi de şu şekildedir: "Ne olur, bir şeyler yap Manny. Evlenme yıldönümümüzde idam edilmek gibi büyük bir acımasızlığı yapabileceklerini aklım almıyor. Çünkü ben ne de olsa, insan gibi görünen, insan gibi konuşan, ama aslında sadist birer şeytandan başka bir şey olmayan kişilerin varlığına inanamayacak kadar yumuşak yürekli bir kişiyim.. Sevgilerimle, Ethel.." Julius Rosenberg ilk elektroşokta yaşamını yitirir ancak Ethel Rosenberg için aynı işlemin birkaç kez daha yapılması gerekir? Gerçi bu işlem dava boyunca yaşanan onca hunharlığın içinde daha masum, daha az can yakıcı (!) bir şeydir... Rosenberglerin infazında bulunan devlet bakanı William a. Carroll, ´´bir çift güvercin´´in cansız bedenleri taşınırken kendilerine mazeret yaratma adına yaptığı açıklamayla herkesin kanını dondurur: ´´Rosenberglere, boyun eğip, suçu kabullenmeleri halinde hattın öbür ucunda Washington´ın olduğu telefon ile idamın durdurulacağı ve de kendilerini bekleyen oğulları 6 yaşındaki Robert ile 10 yaşındaki Michael´e kavuşacaklarını söyledik...´´ Yaşam ve ölüm sınırında yapılan bu teklife Rosenberglerin verdiği yanıtı bakan şöyle açıklar: ´´Peki ya suçsuzluğumuza inanan onca insan, onlar da bizim çocuklarımız değil mi? Satar mıyız hiç onları!..´´ Oysa Ethel Rosenberg, ölümünden önce çocukları için bir şiir yazmıştır. Onların çocukları ki yalnızca Robert ve Michael değil, kardeşliğe ve barışa inanan tüm insanlardır. İşte, yalan söyleyip çocuklarına koşmak yerine, kendilerine inanan insanları terk etmeyen ve ölüme yürüyen bir annenin yazdığı dizeler; asıl adı İbrahim Abdülkadir Meriçboyu olan A. Kadir´in çevirisi ile: Eğer Ölürsek: Bir gün öğreneceksiniz, evlatlarım, öğreneceksiniz, Neden kestik türkümüzü yarıda, Neden kitabımızı açık bıraktık, işimizi tamamlamadan, Neden gittik toprak altında uyumaya. Ağlamayın artık, evlâtlarım, ağlamayın. Yalanlar ve pislikler neden sarmış dört bir yanı? Neden bu gözyaşları, bu zulüm neden? Öğrenecek bir gün bunu bütün dünya. Yeryüzü gülümseyecek, evlatlarım, gülümseyecek Ve sevinçler yeşerecek mezarımızın üstünde Kıyımlar sona erecek, dünya olacak mutlu Kardeşliğin ve barışın koynunda. Çalışın, evlâtlarım, çalışın ve bir anıt dikin. Sevgiye ve sevince bir anıt, İnsanlık onuruna ve de insanca, Sizin adınıza koruduğumuz, sizin adınıza. Ve bir de mektup bırakırlar çocuklarına Rosenbergler: ?Sevgili çocuklarım, Bu sabah, sanki tekrar birlikte olabilecekmişiz sandım. Ama bunun olmayacağını bildiğim halde, size ancak öğrendiklerimi aktarabilmeyi istedim. Ne yazık ki ancak birkaç kelime yazabilirim. Gerisini size yaşamınız öğretmeli. Bana öğrettiği gibi. Başlangıçta sizin için acılı olacak, ama üzülen yalnızca siz olmayacaksınız. Sonunda siz de yaşamın yaşamaya değer olduğu inancına varmak zorundasınız. Şimdi önüne geçilmez biçimde yaklaşan ölüm karşısında bile bunu bilmenin cellatları yeneceğinden kesinlikle emin oluşumuz size bir avuntu olsun. Yaşamımızın sizle birlikte sonuna kadar yürütme sevinci ve mutluluğunun bize nasip olmasını dilerdik. Babanız size tüm yüreği ve tüm sevgisinin sevgili oğullarına ait olduğunu söylemek istiyor. Suçsuz olduğumuzu ve vicdanımıza aykırı hareket edemediğimizi hiçbir zaman unutmayın. Sizi bağrımıza basıyor ve hararetle öpüyoruz. Sevgiyle, Baba ve Anne?