Osman Aydoğan


Bilmediğimiz bir sefer: 1532 Viyana Seferi


Gelin isterseniz sizlere tarihte tarihçilerimiz de dâhil olmak üzere pek kimseciklerin bilmediği birebir yaşanmış iki ayrıntıyı anlatayım? Ancak bu iki olayı tarihteki yerine oturtmak için çok kısa bir giriş yapmam gerekiyor? Bizler Osmanlının Viyana´ya iki sefer yaptığını biliriz? İlki 1529 ve ikincisi de 1683.. Bu bilgiler gerçeği yansıtmaz. Osmanlının Viyana´ya toplam beş seferi vardır. Viyana hedeflenerek yapılan ilk sefer 1528 seferidir. Kanuni 1528 ilkbaharında İstanbul´da toplanan ordusuyla harekete geçip Filibe civarında büyük ovada ordugâh kurdu, Rumeli ordusunun toplanmasını burada bekledi. Fakat sağanak yağışlar ırmakları kabarttı ve taşkınlar baş gösterdi, küçük dereler büyük sel akıntılarına dönüştü, sel depo edilmiş cephane ve yiyecek stoklarını yok etti, çadırları sürükleyip götürdü, onlarla beraber içinde askerlere verilecek paraların da bulunduğu mahfazalar ve sandıklar da sulara kapılarak gitti. Her yanı kaplayan kargaşalık içerisinde Sultan bile ölüm tehlikesi atlattı. Dev boyutlarda malzemenin kaybolması bir yana ordunun morali bozulmuştu. 1528 yılında başlatılan bu seferden Sultan vazgeçmek zorunda kaldı. İkinci sefer bizim aslında ?´Birinci´´ diye bildiğimiz 1529 seferidir? Bu sefer ayrı bir yazı konusudur. Bu nedenle burayı geçiyorum? Üçüncü sefer ise 1532 seferidir? Yazımın başında bahsettiğim tarihçilerimiz dâhil pek kimseciklerin bilmediği iki olay işte bu sefer esnasında geçer? Bu iki olaya geçmeden önce yaşadığım bir hatıramı anlatmak istiyorum? Yıl 2002. Macaristan´a yapılan resmi bir gezide heyet başkanıyım? Heyete, bize bir Macar tümgeneral refakat ediyordu? Szombathely şehrinde bir Macar askerî eğitim merkezini ziyaret edecektik. Kışlaya giriş yaptık. Bizi törenle karşıladılar? Bina girişinde iç mekânda duvarda camekân içinde bir büst vardı. Büstün altında da ?´Niklas Yurisiç´´ (Jurisich Miklos) ismi büyük harflerle yazılmıştı. Heyete refakat eden Macar tümgenerale sordum: ?´Bu Niklas Yurisiç kimdir?´´ Macar tümgeneral cevap veremedi.. Bize karşılayan kışla komutanı da yanımızdaydı, benim sorumu tümgeneral kışla komutanına sordu. O da bilemedi.. Bu sefer kışla komutanı refakatindeki subaylara sordu.. Onlar da bilemedi? Kimseden cevap alamayınca bakın ben size Niklas Yurisiç´i tanıtayım dedim...(Kendi çektiğim Niklas Yurisiç´in bu fotoğrafını yazımın sonunda veriyorum) ?´Bu Hırvat Beyi Niklas Yurisiç´e siz Macarlar ve Avusturyalılar çok şey borçlusunuz´´ dedim ve başladım anlatmaya: ?´1532 seferinde Kanuni Sultan Süleyman komutası altındaki Osmanlı Ordusunun gücü 130 000 ile 220 000 arasında değişmekteydi. Bu kadar çok insan ve hayvanı besleyebilmek için yürüyüşün üç yıl önce yapılan (1529) seferin dışında kalmış bir bölgeden geçecek şekilde yapılması gerekliydi. Bunun için tekrar Budin üzerinden değil de, güneyde Plattensee (Balaton Gölü) yanından gidilmesi gerekiyordu. Böylece ordu bugün için Macaristan´ın kuzeyinde Avusturya sınırına yakın müstahkem Güns (o zaman adı Köszeg idi) kenti önüne varır... 9 Ağustos 1532 de kuşatma başlatılır? Şehri, işte kışla girişinde büstü bulunan Hırvat Beyi Niklas Yurisiç pek fazla bir umudu olmadığı halde inatla savunur? Kuşatma tam üç hafta sürer? Burada cevaplanamayan soru, Sultanın neden burada bu kadar uzun bir süre oyalandığıdır. Aslında kenti kuşatmak için bir kaç bin kişi yeterdi, asıl ordu da pekâlâ Viyana üzerine yürüyebilirdi. Bir ihtimal, Sultanın Közseg´i zapt edemezse, Viyana önünde başarıya ulaşamayacağına inanıyor olmasıdır. Bir ihtimal de Viyana kuzeyinde toplanan imparatorluk ordusunun Közseg kuşatmasına yardıma geleceğinin Sultan Süleyman tarafından düşünülüyor olmasıdır. Eğer bu Ordu kuşatmaya yardıma gelecek ise Sultan Süleyman bir meydan muharebesi için uygun alan olan Közseg ile Neusiedlersee arasındaki bölgede muharebeyi kabul edecekti. Bu nedenle de Sultan Süleyman bu bekleme nedeniyle burada muharebe için uygun mevsimi harcamıştı.