Şaban Külhancıoğlu


BEYAZ ALTIN


Altının kıymetini sarraf bilir diye bir Atasözümüz vardır.

Anlamı oldukça açık ve nettir.

Bir şeyin değerini ancak o işin erbabı uzmanlar bilir anlamındadır.

Altın madenler içinde dünyada en kıymetli bir madendir ve bunun alım satımını ve her türlü meselesiyle de sarraflar uğraştığı içindir ki...

Sarraflar altının kıymetini herkesten daha iyi bilirler. Nasıl ki bir domates yetiştiricisinin altın madeninden fazla anlamayacağı gibi...

Doğaldır ki...

Sarraf dükkanında mevzu hep altın üzerinden yürür. Altın piyasasının geleceği, ticari hayat altın düşer mi çıkar mı gibi malum sohbetler..

Fakat...

Bir sarraf dükkanı düşünün ki...

Sadece altın lakırtısı  olmayan...

Günümüzde o arzuladığımız benzerine az rastlanan sohbet ve muhabbetler olsun.

Bi kere bu dükkana adımını atanların enteresan bir şekilde  yüzleri gülüyor.

Sanki çok sevdikleri kırk yıllık dostlarını ziyarete gelivermişler gibi.

Malum, dükkan sahibi Mehmet bey otomatiğe bağlanmışcasına o pırıl pırıl aydınlık yüzü ile gülümseyerek karşılıyor tüm müşterilerini.

Misli misli karşılık veriyor tatlı dili ve sıcak ilgisiyle. İçeriye samimi ve manevi  bir hava doluyor birden..

Bu manevi havanın güzelliği dillere hoş latifeler olup dökülüyor.

Ve sevgi dolu muhabbettir gidiyor.

Müşteriler, hissettikleri güven ve dostane duygularla; bu zamanda çok yakınlarına dahi söyleyemeyecekleri sıkıntılarını ve sorunlarını söylemenin rahatlığını yaşıyorlar. Ve içlerinden geldiği gibi konuşuyorlar.   ´´Ayşe abla nasılsın ,Mehmet Çağlarel abi yengem iyi mi, oğlanın düğünü ne zaman, hastanız iyi oldu mu, bağda bu sene mahsül nasıl, dükkanın borcu bitti mi? senin kız nereye tayin oldu?´´

´´Mehmet Çağlarel abi bu sene elimiz çok sıkışık, evin anahtarını sana bırakayım, kaynanamla aramız iyi değil,´´ 

Sıradan müşteri-esnaf ilişkisinin dışında yakın bir dost, arkadaş, sırdaş muhabbetine tanıklık ediyoruz bu sarraf dükkanında.

Her türlü ilişkilerin menfaate tahvil edildiği günümüzde gördüğüm bu sahneler beni çok etkiliyor.

Uzun zamandır şahitlik ettiğim bu güzel diyalogların yapmacık ve suni olmadığına kani olmuştum..

Bu sarraf dükkanının sahibi Mehmet Çağlarel bey ne tür sıkıntı içinde olursa olsun o kalbi gibi tertemiz ak yüzünde, neşe ve tebessümünü yitirdiğini hiç görmedim.

Müşterilerine davranışlarında maddiyatı öne çıkaracak bir hareketine ve müşteriler arasında hakkaniyet anlamında bir eşitsizliğine şahit olmadım.

Siyasi, kültürel ve yaşamsal aykırılıkları hep hoş görüyle tolore ettiğini gördüm.

Benzerlerine az rastlayabildiğimiz Mehmet Çağlarel bey gibi esnaflarımızın daha fazla olması en büyük dileğimiz.

Çünkü...

Altın madeninden daha değerli bazı şeyler var dünyada yok olmaya yüz tutan...

Mehmet Çağlarel bey de her ne kadar işi altınla alakalı olsa da insani değerleri de özümsemiş onların kıymetini hep bilmiş. 

Hepimizin böyle güzel insanlara böyle olgun, müşfik, kibar esnaflara ihtiyacımız var diye  düşünüyorum.

Saygılarımla...