Osman Aydoğan


Berâet Kandili


Berâet Kandili Şaban ayının 14. gününü 15. gününe bağlayan gecesidir. Osmanlı İmparatorluğu´nda II. Selim´den itibaren minarelerde kandil yakılmasıyla kandil adını almıştır. Berat gecesi, Kur´an-ı Kerim´in Levh-i Mahfûz´dan Dünya semasına toptan indirildiği gecedir. Buna "inzâl" denir. Kadir Gecesi´nde ise Peygamber´e ilk kez ve parça parça indirilmeye başlanmıştır. Buna da "tenzîl" denir. Levh-i Mahfûz, Arapça´da korunmuş levha anlamına gelir. İnsanların başlarına gelecek şeyleri de ihtiva ettiği için Kader kitabı da denir. Olmuş ve olacak her şeyin yazılı olduğu kitap anlamındadır. Korunmuş olarak nitelenmesinin nedeni, burada yazılı olan şeylerin herhangi bir müdahale ile değiştirilmekten, bozulmaktan uzak ve korunmuş olmasındandır. Melekler Levh-i Mahfûz´u görürler. Kader olarak isimlendirilen, geçmiş ve gelecek tüm olaylar ve varlıklar Allah katında bulunan Levh-i Mahfuz´da yazılı bulunmaktadır. Kur´an´da geçen Ümmü´l-Kitap (Kitapların Anası, Ana Kitap), Kitabun Mübin (Apaçık Kitap), Kitabun Hafîz (Koruyan Kitap), Kitabın Meknun (Saklanmış Kitap), İmamun Mubin (Apaçık İnen Kitap) ve sadece kitap ifadeleri Levhi mahfuz ile ilişkili bulunan ifadelerdir. Buruc suresi 22. ayetinde Kur´an´ın Levh-i Mahfûz´da bulunduğu ifade edilir.(Buruc: 22) Ancak hiçbir tanım getirilmez. Bazı ayetlere göre Levh-i mahfûz içinde hiçbir şeyin eksik bırakılmadığı (En´âm: 59), olacak şeylere ait bilgileri saklayan (Kaf: 4), yeryüzü ve insanlarla ilgili tüm olay ve oluşların yazılı bulunduğu (Hâdid: 22) her şeyin sayılıp tesbit edildiği (Yasin: 12), gökte ve yerdeki tüm gizliliklerin açıkça belirtildiği (Neml: 75), temiz yaratılan meleklerden başka kimsenin dokunamayacağı apaçık, korunmuş, koruyan, saklanmış ve ana kitap´tır. İsrâ Sûresi 58. ayetde de "Bu, Kitap´ta (levh-i mahfuz´da) yazılıdır." şeklinde yer almaktadır. "Gökte ve yerde gizli olan hiçbir şey yoktur ki, apaçık olan bir kitapta olmasın." (Neml Suresi, 75) Ayette geçen apaçık kitap Levh-i Mahfuz olarak yorumlanır. Berâet Arapça´da temize çıkma anlamına gelir. Bu geceye; bereketli ve feyizli bir gece olması sebebiyle Mübarek Gece; günahların affı ve kulların temize çıkarılması sebebiyle de Berâet Gecesi ve kulların ihsana kavuşmaları nedeniyle de Rahmet Gecesi gibi adlar da verilmiştir. Bu gecenin ibadet ve taat (Allah´ın beğendiği şeyler) ile geçirmenin pek çok sevabı olduğu konusunda Hz. Peygamber´in (s.a.v.) bir hadisi vardır: "Şaban ayının on beşinci gecesi olduğu zaman, gecesinde ibadete kalkın. Ve o gecenin gündüzünde (kandilden sonraki gün) oruç tutunuz. Çünkü o gece güneş batınca Allah-u Teâlâ o andan fecir oluncaya kadar: ´Benden mağfiret dileyen yok mu, onu mağfiret edeyim. Benden rızık isteyen yok mu, onu rızıklandırayım. (Bir belâ ile) müptelâ olan yok mu, ona kurtuluş vereyim´ buyurur." (İbn Mâce)