Osman Aydoğan


Ben çok çooook uzaklardayken (2)


Öyleydi; beni burada bir dağ başında yapayalnız koymuşlardı, rüzgârlara, kuşlara, bulutlara yakın, eşimden ayrı, kızlarımın kokusundan uzak? Bu zamanlarda Şehriyar´ın şu sözünü hep kendime tekrarlardım: ?´Büyük bir adamın iki yüreği vardır; birisi kanar ve diğeri sabreder.´´ Burada bir yüreğim hep kanarken, diğeri de hep sabrediyordu? Nazim Hikmet´in bir şiirindeki iki dizesi geldi aklıma; ?´Kim bilir, belki bu kadar sevmezdik birbirimizi Uzaktan seyretmeseydik ruhunu birbirimizin.´´ Uzaktan ruhunu seyrederek daha çok sevmekteydim eşimi, kızlarımı ve bu uzaklıkta, burada anladım ki; bir kimse uzaklarda olmadıkça, gerçekten yakında olamazmış? Eşime duyduğum bu büyük özlem, bu büyük hüzün, bu düşler, bu uzaklık bana yine 1933´te Nobel Edebiyat Ödülünü alan ilk Rus yazar ve şair olan Iwan Alexejewitsch Bunin´in dizelerini anımsattı? Ataol Behramoğlu´nun çevirisiyle ?´Senin bir ceylan gibi o mahzun bakışını´´ isimli şiirinde şöyle derdi Ivan Bunin; ??Senin bir ceylan gibi o mahzun bakışını Ve ne varsa, öylesine yürekten sevdiğim o bakışta Unutmadım, üst üste yığılan hüzünlü yıllarda Fakat görüntün, zihnimde gitgide dumanlandı Gün gelir, yürekte hüzün de söner artık Ne mutluluğun, ne acıların olduğu bir yerde Düşler de, anımsayışlar da silinir gitgide Kalır sadece, her şeyi bağışlatan bir uzaklık...´´ Bu zamanlarda şiirde olduğu gibi düşler de anımsayışlar da silinip gitmekteydi? Yine böyle zamanlarda Tanrı´ya nasıl dua edeceğimi de bana Şehriyar öğretmişti... ?´Tanrı, bizlerin dudaklarımıza kendi yerleştirdiği sözcüklerle kendisine yapacağımız duaları dinlemez´´ derdi Şehriyar. Ve şöyle dua ederdi Şehriyar: ??Tanrı´m, senden hiçbir şey dileyemeyiz, çünkü sen, neleri gereksindiğimizi onlar daha içimizde doğmadan bilmektesin. Bize gereken yalnız sensin.´´ Şehriyar´ı tanıyalı beri hep dualarım da böyle oldu; ?´Tanrı´m, bana gereken yalnız sensin.´´ Yunus Emre de böyle dua etmez miydi zaten; ?´Bana seni gerek seni´´