Osman Aydoğan


Ben buralarda yokken! (8)


Bütün bu geziler ve tüm bu zamanlar esnasında ?´Adieu Mon Pays´´ şarkısının sözleri kulağımda çınladıııııı durdu hazin hazin: J´ai quittè mon pays, j´ai quittè ma maison. J´ai quittè mon soleil, j´ai quittè ma mer bleue. (Ülkemi terk ettim, evimi terk ettim, güneşimi terk ettim, terk ettim mavi denizimi) Ve devam etmişti şarkı hazin hazin: ´´En sevdiğim akrabalarımı terk ettim, en sevdiğim dostlarımı terk ettim, en sevdiğim arkadaşlarımı terk ettim? Bir arkadaşımı terk ettim, hala görürüm gözlerini, yağmurdan, veda yağmurundan ıslanan gözlerini, gülüşünü??´ (je vois encore ses yeux. Ses yeus mouillès de pluie, de la pluie de l´adieu. Je revois son sourire...) *** Enrico Macias´ın ?´Adieu Mon Pays´´ isimli şarkısı bilmem kaçıncı tekrarında sanki bir çalar saatmişçesine beni uyandırdı. Kan ter içinde uyandım... Çamaşırlarım terden sırılsıklam olmuştu. Anlattığım bu her şeyin bir rüya olduğuna sevindim? Bu rüyadan uyandığımda gecenin bir yarısı idi. Gökyüzüne baktım. Pırıl pırıl bir gökyüzü vardı üstümde. Samanyolu galaksisi gözüküyordu? Gecenin bu saatinde bu sonsuz, uçsuz ve bucaksız gökyüzü altında anlatılması bir imkânsız, tarifi bir mümkünsüz huzur buldum. Ve geceye dedim ki; ?´Sen ne büyüksün ey gece. Gündüz dünyayı aydınlatır. Sen hem kâinatı aydınlatırsın hem de ruhumu?´´ Rilke´nin söylediklerini hatırladım: ?´Yazmadan yaşamayı becerebileceğini sanıyorsan, yazma!? Bu söz, beynimde dönüüüüüp dururken, günümüzden genç bir edebiyatçı ve şairi, Birhan Eroğlu´nu ve onun bir dizesini hatırlattı: ?´Dedim ki sonra: İyi ki varsın ?Yazmak´ Yoksa nasıl taşırdı kalbim bunca yükü??´´