Osman Aydoğan


Ben buralarda yokken! (4)


Kalabalık arasında Heredot´u gördüm. Heredot´un yanına gittim, sordum ?´bu adam kimdir?´´ diye... Heredot uzun uzun anlattı bana bu adamı... ?´Sizin tarihçileriniz pek bilmez bu adamı´´ diye başladı sözüne Heredot? Ve başladı bağırarak konuşan bu adamı anlatmaya: ??Bu adamın bu kıyafetine aldanma? Halkını kandırmak için kendisini bu hale koyan da yine kendisidir. Adamın adı ?Pizistratus´ (Pisistratus), Hipokrat´ın oğlu, Solon´un yeğenidir. Bir askerdir... İhtiras sahibi tam bir demagogdur. Demagog; sokak kalabalıklarının akıllarına değil, hislerine, kolay harekete getirilebilir komplekslerine hitap ederek, onları peşinden sürükleyen adamdır. Bu böyle olunca da, demagogun girmeyeceği kılık, yapamayacağı oyun yoktur. Pizistratus da böyle biridir işte. Pizistratus, halk içinde, halkla beraber, onların dostu, halk için kurtuluş yolları düşünen, bu uğurda kendini feda edercesine çaba harcayan biri olarak görünür. Her demagog gibi o da her şeyi kolayca vaat eder. Ama muhakkak ki büyük vasıfları var. Bu adam dağlar bölgesinde keşfettiği bir Yunan güzelini Tanrıça Athena kıyafetine sokarak kendisi de Athena diye bu kadının eteğine yapışıp şehre inerek kutsallık iddiası ile halkı kandırıp bir darbe ile iktidara el koydu. İktidara el koyduktan sonra da Pizistratus ölene kadar tam bir tiran, tam bir müstebit kesildi. Gerçi kendisi Homeros´un destanlarını derleyip toparlamışsa da, Atina´da ilk milli kitaplığı yapsa da, toprak reformu yapsa da, Atina´nın muhteşem geleceğini hazırlasa da, ?Milletin Babası´ olarak benimsense de hulâsa Pizistratus, ilkçağın; hem düzenbaz, hem yüksek vasıflı, dikkate değer bir tiranı, bir despotu, bir darbecisi, bir ihtilalcisidir?´´ Durduğum yer ve zaman pek tekin değildi. Teşekkür ederek Heredot´a, ayrıldım hemen oradan ve o zamandan. *** Doğu Roma´ya geldim MS 5. yüzyılda. Konstantinopolis´e uğradım. İmparator Justinianus ve karısı Theodora ile ve tarihçileri hemşerim, Kayserili Procopius ile görüştüm. Justinianus ve karısı Theodora bana Konstantinopolis´i gezdirdiler. Haliç´i, Boğazı dolaştık... (Tabii o zaman her yer yemyeşil, şimdiki gibi beton yığını değil!) Justinianus ve karısı Theodora bu gezi esnasında bana uzun uzun sıra dışı kendi hayat hikâyelerini, Doğu Roma için yaptıklarını, ?´Sarı Yelekli´´ Nika isyanını ve bu isyanı nasıl bastırdıklarını anlattılar. Bu görüşmemi de sizlere gelecek günlerde uzun uzun yazacağım.