Osman Aydoğan


Ben buralarda yokken! (3)


Hazır Roma´ya gelmişken MS 40 yılına gittim. Bu sefer de İmparator Caligula´yı ziyaret ettim. Yediğim, içtiğim, çay, kahve ve sohbetimiz bende kalsın (dedim ya, bunları ben gelecek günlerdeki yazılarımda anlatacağım) sadece Caligula´nın çok kızgın ve asabi olduğunu söyleyeyim. Senatörlere çok kızmıştı. Bu nedenle yanında fazla kalamadım. Sizlere sadece söylediği şu sözü aktarayım şimdilik: ?´Bu şerefsiz senatörler hakkımda benim hasta, deli ve diktatör olduğuma dair söylenti çıkarmışlar. Bu şerefsizler ben istiyorum diye atım Incitatus´u senatör yaptılar. Bu sayede dünyada ilk defa bir at bu şerefsiz senatörler sayesinde senatör ilan edildi. Aslında benim maksadım; usulüne uygun olarak çıkarılan her kanunun ´´hukuk´´ olamayacağını bunlara göstermek idi. Bu şerefsiz senatörler bunu bile anlamadılar. Bu şerefsiz senatörlerin karılarını gözleri önünde ellerinden aldım, gıklarını bile çıkaramadılar. Şimdi ben deliyim, ben diktatörüm, ben ahlaksız birisiyim de bu şerefiz senatörler dürüst, ahlaklı, akıllı ve cumhuriyetçi, öyle mi?´´ Caligula´ya Roma sokaklarındaki kendisi hakkındaki izlenimlerimi anlattım, halkının kendisinden nefret ettiklerini ve kendisinden korktuklarını söyledim. Caligula bu izlenimimden, bu sözlerimden hiç etkilenmedi, omzunu silkti ve umursamaz bir tavırla; "korktukları sürece bırakın benden nefret etsinler" dedi? Caligula´nın sarayından ayrılırken kapıda Caligula´nın amcası Claudius ile karşılaştım? Beni kolumdan çekip kuytu bir yere sürükledi ve bana fısıldayarak dedi ki: ?´Yeğenim, bu deli, bu ahlaksız Caligula, çürümüş ve yozlaşmış Senato´nun, senatörlerin, soyluların, tiranların, Roma kurumlarının ve toplumun bir aynasıdır. Caligula ve toplum aslında bir tencere ve kapak hikâyesidir. Tencere yuvarlanmış, kapağını bulmuştur...´´

**

Caligula´yı ziyaretim kısa sürünce, hazır Roma´ya da gelmişken, vaktim de vardı, biraz dolaşayım dedim? Yolda Romalı devlet adamı Cato ile karşılaştım. Sadece selamlaştık... Yanından ayrılırken gözlerini bana dikmiş vaziyette kendi kendisine söyleniyordu Cato: ?Ahmaklardır uygarlığı görkemli binalarda arayanlar.? Cato, Roma´da gördüğüm son kişi oldu. Roma´dan da, o zamandan da ayrıldım? ***

Roma´dan dönerken yolda, MÖ 6. yüzyılda Atina´ya uğradım. Atina sokaklarında dolaşırken üstü başı per perişan, belli ki darp edilmiş, üzerindeki elbiseleri parçalanmış tanıyamadığım bir adam kalabalıkları başına toplamış bağırarak konuşuyordu: ?´Atinalılar! Bakın şu benim halime! Düşmanlarım beni kırlarda gezerken ne hale koydular. Ben ki, hayatını vatana vakfetmiş bir halk dostuyum?´´