Osman Aydoğan


Bekâ sorunu! -2-


Fars Hükümdârı Dâra (III. Dârius) bir sürek avında askerlerinden uzaklaşıp ayrı kaldığını duy¬dum. Bir at çobanı, koşarak ona doğru ilerliyormuş. Adamı tanımayan Dâra´nın kalbine kuşku düşmüş ve kendine; ?Bu gelen, düşmanlarından biri olsa ge¬rek. Yanıma varmadan okumla onu öldüreyim.? demiş. Yayını germiş, okunu hazırlamış, biraz daha yaklaşsın diye beklemeye koyulmuş. Bunu gören çoban uzaktan seslenerek; ?Ey İran´la Turan´ın şahı, ey ulu Dâra; kem gözler senden ırak olsun. Ben düşman değilim. Efendimin atlarını besleyen basit bir çobanım ve işim yüzünden buradayım.? Haykırışları duyan Dâra rahatlamış ve gülerek; ?Hey düşüncesiz adam, sana mübarek bir melek yardım etti. Yoksa öldüğün gün, bugündü.? Çoban da gülerek karşılık vermiş; ?İnsan iyiliğini gördüğü efendisine hiç kötülük düşünür mü? Haddimi aşarak size, doğru yolu göstermek ve bu bağ¬lamda öğüt vermek istiyorum. Dostuyla düşmanını ayıramayan sultan, acizdir. Büyükler, küçüklerini bilmeli. Siz, beni sarayınızda defalarca gördünüz; atla¬rı, meraları sordunuz. Şimdi ben muhabbet ve hürmetle geliyordum yanınıza. Ancak siz beni tanımadınız. Oysa ben, şu yüzlerce at içinde istediğiniz özellik¬teki atı hemen bulup çıkarırım. Demek ki çobanlık, akıl-fikir işidir. Siz de be¬nim gibi olun, sürünüzü iyi tanıyın, onları her türlü tehlikeden koruyun.? Bu öğütler Dâra´nın çok hoşuna gitmiş ve hemen oracıkta çobanı ödüllen¬dirmiş. Utanmış kendinden ve içinden; ?İnsan, bu öğütleri kulaklarına değil, kalbine yazmalı. Bir ülkede hükümdarın tedbiri, çobandan daha aşağı olursa, oranın yıkımıyla kırımı yakındır? diye geçirmiş. *** Bir ülkenin başveziri, hem de bu çağda, dostunu düşmanını ayırt edemeyip koynunda yılan besledikten sonra yok aldandım yok aldatıldım diye demeçler veriyorsa o ülkede gerçekten bir bekâ sorunu var demektir. .. Çünkü Şeyh Sâdi Şirazî´nin Fars Hükümdârı Dâra´ya söylettiği gibi; ´´Bir ülkede hükümdârın tedbiri, çobandan daha aşağı olursa, oranın yıkımıyla kırımı yakındır.? Hatırlatayım istedim...