Oğuz Gümüşkaynak


BABALAR GÜNÜMÜ?


Babam bana bir şey söyleyip çocuk gibi nasihat etti mi baba ya biz artık çocuk değiliz çocuk gibi görüyorsun bizi dediğimde ya öyle olur baba olda sende görürsün, sende böyle konuşursun derdi. Niye konuşayım koskoca evli barklı adama der sokranır dururdum. Babam bir gün bana anlatmıştı bu fıkrayı Kayseri de kar yağdımı sabahın köründe kalkıp mutlaka dam kürenecek eğer biraz gecikir kış güneşide olsa cılız halindeki güneş damdaki karı eritir toprak damlarımızdan içeri şıpır şıpır eriyen kar suları damlardı. Yine karlı bir gün evin dedesi oğlu ve oğlanın çocuğu kar kürümek için baba oğul dama çıkmışlar. Çocuğu da yanlarına alıp başlamışlar işe. Baba bakmışkı oğlan paltoyu çıkarmış karı üstündeki kazakla kürüyor. Baba uyarmış oğlum paltonu giy hasta olursun demiş. Oğlan aldırış etmemiş bir daha söylemiş duymamazlıktan gelmiş. Baba bakmış olacak gibi değil torunun sırtındaki paltoyu çıkarmış ayakkabıyı çıkarmış. Karın üzerinde paltosuz ayakkabısız çocuğunu gören oğul babasına sinirlenmiş ?ya baba ne yapıyorsun deli misin çocuğumu hastamı edeceksin? deyince babada sinirlenmiş o senin evladın nasıl kıyamıyorsan sende benim evladımsın bende sana kıyamıyorum çabuk sen giy bende senin çocuğuna giydireyim? demiş. Babalık işte böyle bir şey ben büyüdüğümü ne zaman mı anladım ben büyüdüğümü ancak babam öldüğünde anladım. O yüzden babalar dünyanın en çilekeş insanlarıdır dünyanın en duygusal insanları ne kadar sert gözükürse gözüksün babalardır ben bütün babaların babalar gününü kutluyorum ne mutlu babayım diyene