Osman Aydoğan


Ay Osman!


Sanırım altmışlı yılların ilk yarısıydı... O zamanlar TV yoktu, her evde de radyo yoktu. Bizim radyo da lambalı idi, elektrikle çalışır, çalışması için de bir süre lambanın ısınması beklenirdi. Ancak kasabamızda da gündüzleri elektrik de yoktu. Bir jeneratör hava kararınca çalışır, gece saat 23.00´de de kapanırdı. O zaman TRT yoktu, bize ulaşan sadece Ankara Radyosu vardı. (Ankara Radyosu, diğer radyolarla birlikte, 1 Mayıs 1965´de Türkiye Radyo Televizyon Kurumu´na -TRT- devredilmişti) ´´Burası uzun dalga 1648 m Ankara radyosu´´ anonsuyla başlardı yayın ve ?´Şimdi Yurttan Sesler Programını dinliyorsunuz´´ diye devam ederdi? (Geçtiğimiz yıllarda da TRT uzun dalga yayınlarına anlamsız bir biçimde son verdi.) Rahmetli Nimet ablamla beraber, o zaman TV´nin söylentisi vardı ki radyonun küçük ekranından içine bakarak söyleyen kişiyi görmeye çalışırdık? O zamanlar bu ?´Yurttan Sesler´´ programında sözüyle, müziğiyle; insanın ruhunu dinlendiren, besleyen, hüzünlü de olsa gülümseten, kendimizi eşlik ederken bulduğumuz, çoğunda da kendimizi bulduğumuz ve tekrar tekrar dinlediğimiz türkülerimizi dinlerdik? İnsanın bu topraklarda doğmasına şükür ettirecek, iyi ki anadilimiz Türkçe dedirtecek türkülerimizdi bu türküler. Bu türkülerde; Muazzez Turing´i dinlerdik, Muzaffer Akgün´ü dinlerdik, Aliye Akkılıç´ı dinlerdik, Neriman Altındağ Tüfekçi´yi dinlerdik, Nezahet Bayram´ı dinlerdik, Ülkü Beşgül´ü dinlerdik, Bedri Ayseli´yi dinlerdik, Seyit Al´ı dinlerdik, Yıldız Ayhan´ı ve kocası Ahmet Gazi Ayhan´ı dinlerdik, ? Şimdikiler gibi değillerdi onlar? Her şeyleri ile tam bir sanatçı idiler? Beyefendi idiler? Hanımefendi idiler? Bizler bu türkülerle kendimizi bulmuştuk? Daha önceleri sizlere bu türkülerden bir Diyarbakır türküsünü anlatmıştım: Celal Güzelses´in sözlerini yazdığı, Neriman Altındağ Tüfekçi´nin derlediği bir Diyarbakır türküsünü : ´´Bahçada yeşil çınar´´ diye? Daha sonra Yıldız Ayhan´ın söylediği bir Konya türküsünü : ?´Fırın Üstünde Fırın´´ diye.. Sonra da kendi sesinden türküsünü dinlerken için için, hıçkırık hıçkırık ağlayan Nezahet Bayram´dan ?´Mendilimin yeşili´´ türküsünü anlatmıştım? Bugün de size Muazzez Turing´in bir türküsünün bağlantısını vereceğim... Ama önce Muazzez Turing´i sizlere kısaca tanıtmak istiyorum Muazzez Turing; sesi, yorumu, derlemeleri ve besteleriyle Türk halk müziğinin en unutulmaz sanatçılarından birisiydi. İnsanın gönül telini titreten çok farklı bir ses tınısı vardı, şu ana kadar dinlediğim hiçbir ses sanatçısında duymadığım bir tınıydı bu tını, bir nasıl tını bu tını anlatamam ben? Muazzez Turing´in derleyerek yorumladığı türkülerinden bazıları şunlardı: ?´Mektebin bacaları´´, ?´Şu karşı yaylada göç katar katar´´, ?´Bu yara gizli yara´´, ?´Havuz başının gülleri´´, ?´Makinem makinem (bağlama eşliğinde söylenen sevdiğini askere/gurbete gönderme ağıtı)´´, ?´Anacan bağrımı can eylemişem´´ ve de her halde içinde ismim geçtiğinden olacak çok da beğendiğim ?´Ay Osman´´ isimli türküleri? Özellikle, merakınız varsa eğer ?´Mektebin bacaları´´ ve ?´Şu karşı yaylada göç katar katar´´ isimli türkülerini kendi sesinden dinlemenizi isterim? Bugün neden Muazzez Turing´den bahsediyorum biliyor muşunuz? Bugün 05 Ağustos Muazzez Turing´in vefat yıldönümü de ondan!... Muazzez Turing 1923 doğumludur, 88 yaşında iken 05 Ağustos 2011 tarihinde de bu fani dünyadan göçer gider? Görün bakın TV´lerde, radyolarda, yıllarca hizmet ettiği TRT´de, boyalı basında hiç anan var mı bu sanatçımızı? Sanatçılarımıza karşı bu nasıl bir vefasızlıktır değil mi? Allah rahmet eylesin? Sizlere çok sevdiğim (dedim ya içinde belki de ismim geçtiğinden olacak) Muazzez Turing´in ?´Ay Osman´´ isimli türküsünün aşağıda önce bağlantısını sonra da sözlerini veriyorum? Bu türkü TRT repertuvarında yöre olarak Kuzeydoğu Anadolu diye verilmektedir. Muzaffer Sarısözen tarafından derlenmiştir. Muazzez Turing türküde ´´Giderem gelirem ardıma düşme ay Osman´´ derken üstüme alınırım, etrafıma bakarım ´´bana mı diyor´´ diye... Muazzez Turing türküde ´´İlahi canım al yarimi alma ay Osman´´ derken, ´´uyandım yanımdan nazlı yar uçmuş ay Osman´´ derken, ´´yörüha yörüha küsmüşem senden, ayrılık badesin içmişem elden ay Osman´´ derken o tını, o ses benim yüreğimi dağlar, içimi burkar, ciğerimi yakar... ´´Yörüha yörüha küsmüşem senden Ayrılık badesin içmişem elden ay Osman´´ Türküyü dinlerken de beni hatırlayasınız! Olmaz mı?