Dünya bıçak sırtında. Hergün bir gerginlik, söz düellosu, tehditkar açıklamalar. Amaçları daha fazla zengin olmak, daha fazla sömürmek, daha fazla enerji, daha fazla silah, daha fazla toprağa, insanlara hükmetmek. İnsanoğlu yaratıldığından bu yana hep bir açgözlülük içerisinde bulunmuştur. Hiçbir zaman olanla yetinmemiş, hep daha fazlasına gözünü dikmiştir. Bir çok imparatorluk bu açgözlülükleri nedeniyle yıkılmış tarihten silinmiştir. Fazla değil, 100 sene Almanya 2 kez dünyaya hükmedebilmek için iki dünya savaşı çıkardı ve ikisinde de kaybetmeye mahkum oldu. Sovyetler Birliği parçalandı. Şimdi ise dünyanın en güçlüsü Amerika bu yolda ilerliyor. Yeni dünya düzeni kurmaya çalışırken, parçalıyor, yıkıyor, yakıyor ve yok ediyor. Ama artık diğer ülkeler dişini göstermeye başladılar. Amerika´nın her dediklerine evet demiyorlar. Bizimde kırmızı çizgilerimiz var diyebiliyorlar. Gerek ekonomik savaş, ajan savaşları, sanal savaşlar, soğuk savaş dönemlerini aratmayan açıklamalar tansiyonu her geçen gün artırıyor. Ülkeler nüklüer silahlara ağırlık veriyorlar. Uzun menzilli füzelerini geliştiriyorlar. Savunma sanayine büyük yatırım yapıyorlar. Bunlar durduk yere olmuyor. Herkes tansiyonun yükseldiğinin farkında. Ufak bir kıvılcımla yeni bir dünya savaşının çıkabileceği hiçde uzak ihtimal değil. Dinleri bahane ediyorlar.?Mezhepler üzerinden kaşıyorlar. Ekonomik baskıyla diz çökertmeye çalışıyorlar. Güçlü olmazsan, biranda yok olabileceğin acımasız bu dünyada her daim tetikte olmamız gerkiyor.
