Oğuz Gümüşkaynak


ASKER OLMAK


Çocuktum, Kıbrıs sıkıntısı vardı Türkiye´nin. Zannederim 1963 senesiydi .Tüm Kayseri´deki lise öğrencileri ordu Kıbrıs´a diye yürüyüş yapmışlardı. Türkiye tek nefesti yolda gördükleri asker kıyafetli herkesi omuzlar üzerine almışlard.ı Çocuk zekamla kıskanmıştım askerleri büyüyünce bende subay olma isteği doğmuştu. Türk subayı olmanın asker üniformasının verdiği gururu binlerce kez beynimde nasıl dolaştığını anımsıyorum Nerede bir kahramanlıktan söz edilse orada Türk askerini bulmamak mümkün mü? 27 Mayıslarda okulumuzda yapılan kutlamalarda öğretmenlerimizin coşkusunu demokrasiyi Türk ordusuyla hala içimize sindire sindire yaşamanın özgürlüğü anlatılırdı. Ordu bizimdi sonuna kadarda sahip çıkmamız gerektiği beynimize oya oya yazılırdı. Türk ordusu ki ülkeyi çağdaş muassır medeniyetler seviyesine ulaştıracak ülkedeki laik ve demokratik düzenin bekçisi değimliydi? Kahramanlıkları Çanakkale destanı Kurtuluş Savaşı destanı. Destan yazan bir ordumuz dünyaya adalet dağıtan peygamber ocağımız değimliydi? Ordumuz pazar günleri Kayseri kalesinden Cumartesi günleri belediye bandosu eşliğinde göndere çekilen bayrağımızı gönderden indirdikleri askeri bando eşliğinde çakı gibi yürüyen askerlerimizi görünce göz yaşlarımızı bile dindiremezdik çünkü ordumuz evimizin misafir odası gibi gönlümüzün en güzel yerindeki en kıymetli kısımdı. 15 temmuzla ilgili yabancı filmlerden afişler kopyalanmış ağlayan yalvaran yerlerde sürüklenen boynu kesilen yalvaran sakallı kişilerce kemerle dövülen harp okulu öğrencileri ve hiç bir şeyden haberi olmayan zavallı askerler. Oysaki darbeyi planlayan Fetö denen her istediğini devletten alan Fetö resimleri yok. Hain kim Fetö mü? Türk ordusu mu? Bir an Menemen Kubilay olayı var ya işte nefretin intikamın yarım kalmış bölümü Boğaz köprüsünde biz hala buradayız mesajıyla karşımıza çıktı. Darbe orduya mı Fetöya mı halka mı kime karşı yapıldı? Kim kazandı kim kaybetti? Darbe oyununda kim güçlenerek çıktı ben anlayamadım ya cahilliğime verin