ZEYNEP MÜLAYİM


Aşk Bize Küstü / Yılmaz Odabaşı

Biz bu kentlere sığdık da, bu kentler bize sığmadı Asiya!


Aşk Bize Küstü

I

Biz bu kentlere sığdık da,

bu kentler bize sığmadı Asiya!

Ve bir çığlık gibi günlerin çarmıhında;

arttıkça yalnız, sustukça silik...

 

Ay ışığı gölgeleri büyüttü,

son kuşlar da vuruldular dağlarda.

Yakamozları söndü sahillerin, ışıkları evlerin;

çağın vebalı gövdesinde

bir hayalet gibi gölgemizde yalnızlık.

 

Kaldık...

Kırık bardaklar gibi,

içilmiş sulardan geride buruk bardaklar gibi...

 

II

Düşler artık ölü çocuklar doğuruyorsa,

sevgiler boğduruluyorsa kürtajlarda

ve daha eskimemiş tüfeklerle

ordusu bozguna uğramış askerler gibi kalıp,

bozuk paralar gibi yuvarlanıyorsak kaldırımlarda,

bir bedeli vardır elbet cennetini çaldırmanın;

ömrünü yetim bir bebek gibi bırakmanın

bulvarlara,

bozgunlara

ve yanlış yalan aşklara…

 

Bir bedeli,

bu kuşatmaların, ilkyazları kurşunlatmaların...

 

Biz bu kentlere sığdık aslında,

bu kentler bize sığmadı Asiya,

ah, son kuşlar da vuruldular dağlarda!

 

III

Ay ışığı gölgeleri büyüttü.

Mutluluk oyununa geç kalan ölü kuşlarla geldim.

Geldim... Kırık bardaklar gibi,

içilmiş sulardan geride buruk bardaklar gibi…

 

Ve ömürlerimizde bin kasvetle upuzun

sefalet seferlerinin ayazı;

belki yalnız geçireceğiz artık kim bilir,

batan gemiler gibi yiten aşklardan geride,

kalan her kışı, güzü ve yazı.

 

Ay ışığı gölgeleri büyüttü.

Ayrılıklar eskidi, biz eskidik,

aşk bize küstü Asiya...

 

IV

Belki de uzun sürecek bu bozgunun saçağında,

sen şarkılarını sesine yasla

ve bırak beni de usulca

apansız bir yalnızlığa!

 

Ay ışığı gölgeleri büyüttü,

büyüdü ölüm

ve biz küçüldük Asiya…

 

Bir Aşk Bir Yara

Ben şu kısa boylu hayatta

uzun boylu kederlerle acırım.

Yorar beni şu telaş, şu karmaşa.

Bir sığınak aranırken şu uğultuda,

bir aşk gelir, bir yara.

Bir yara…

Bir yara daha!

 

Eski bir aşk,

yeni bir ayrılıktır her zaman.

Bunu kuşlar sorar, yıldızlar da anlatır.

Kimse bilmez be canım,

bir yara bir ömrü nasıl kanatır…

 

Ben seni hep ayrılıkla anmışım

Titreyen ellerimle günlerin buğusuna adını…

Hep adını yazmışım.

Bir aşk gelmiş bir yara.

Bir yara…Bir yara daha!

 

Eski bir aşk,

yeni bir ayrılıktır her zaman.

Bunu kuşlar sorar, yıldızlar da anlatır;

kimse bilmez be canım

bir yara bir ömrü nasıl kanatır…

Yılmaz Odabaşı

Sevgiyle kalın hoşçakalın....