EZGİ SU MÜLAYİM


ARİSTOTELES’İN ADALET ANLAYIŞI - 1 -

Sınıfsal bir devleti şart koşan Platon’un öğrencisi olan Aristoteles


Sınıfsal bir devleti şart koşan Platon’un öğrencisi olan Aristoteles, Makedonya kralının hekimliğini yapan babasından bir süre tıp eğitimi almıştır. Sonralarında bilgelik ağacındaki meyvelerle doymak koşuluyla iyi birer yönetici olunabileceğini savunan Platon’un akademisine katılmıştır.

“amicus plato sed magis amica veritas”

Platon’a göre varlık, nesneler dünyası ve idealar dünyası olmak üzere iki evrenden vardır. Nesneler dünyası sürekli olarak oluşan, değişerek yok olan objelerin dünyasıdır. İdealar dünyası ise öncesiz ve sonrasız (ezeli ve ebedi) olan evrendir. Ancak Aristoteles Platon’un ikili evren fikrinden farklı olarak idealar ve nesneler arasında bir köprü olması gerektiğini savunmuştur. Aristoteles’in biricik amacı doğru ve bilimsel bilgiye ulaşmaktır. Bu amaca ulaşmak için tümel ve tikel arasında gerçek bir bağ kurmak gerekecektir. Aristoteles bilgiye ulaşabilmek için aklı ve tümdengelim yönteminin yanında tümevarım yöntemini de kullanmıştır. İnsan akıl yoluyla maddeyi bilebilir ancak maddenin gözlemi yoluyla da bazı kavram veya şekilleri kavraması söz konusudur.

Tümevarım özelden genele giden bir akıl yürütme türüdür. Hatırlayacağımız gibi tümevarımda, gözlenen tek tek olgular bizi genel yargılara ulaştırır. Tümdengelim ise etkenden etkiye, genelden özele giden bir akıl yürütme türüdür.

MANTIK

Madalyonun bir yüzü tümevarım bir yüzü tümdengelim olduğunda bu madalyon artık mantıktır. Mantık en genel ifadeyle bir disiplindir. Aristoteles mantık kurallarını sistemleştiren ilk kişidir. Ondan önceki filozoflar da elbette mantığı kullanmakta geçerli akıl yürütmelerde bulunmaktaydı. Ancak bu düşünürlerin hiçbiri, akıl yürütmenin dayandığı temelleri ayrıca bir araştırma alanı olarak görmemiş, akıl yürütmenin dayandığı temellerle doğrudan ilgilenmemişlerdi.

Mantığın felsefi bilgi edinmek için kullanılan bir araç olduğunu ima eden Aristoteles’in mantık üzerine olan eserlerine verilen genel ad Organon’dur. Aristoteles’e göre mantık kanıtlama ilmidir.

TASIM (KIYAS) ÖĞRETİSİ

Bir ya da daha fazla önermeden yola çıkarak daha özel sonuçlara inebilmek tasım adı verilen işlem ile mümkündür. Aristoteles alelade tasım ile bilimsel tasımı birbirinden ayrı tutmuştur. Tasımın temel biçimi üç önermelidir. Tasım, iki önermenin içeriğinden üçüncü bir önermenin nasıl çıkarılabileceğinin ipuçlarını verir.

Mantığın üç temel yasası, mantığı bir disiplin olarak var etmektedir.

*ÖZDEŞLİK YASASI

*ÇELİŞMEZLİK YASASI

*ÜÇÜNCÜ HALİN OLANAKSIZLIĞI YASASI

ARİSTOTELES VE DEVLET ANLAYIŞI

Bir şeyin varlık sebeplerini bildiğimiz sürece o şeyi bildiğimizi iddia edebiliriz. Aristoteles’e göre herhangi bir şeyin varlık kazanmasını sağlayan dört sebep vardır. Bunlar; maddi, şekli, müessir ve amaçsal sebeplerdir. Aristoteles daha çok madde ve şekil üzerinde durmuştur. Madde, şekli kabul ettiği için bir bakıma şekildir denilebilir. Örnek vermek gerekirse meşe tohumu bir meşe ağacıdır çünkü meşe ağacı olacaktır. Bu bağlamda madde artık bir

taşıyıcıdır, potansiyeldir. Şekil ise o potansiyelin gerçekleşmesidir. Müessir sebep ise bir sonucun doğmasını sağlayacak tüm hareketlerdir. Maddenin biçim kazanmasında son olarak bir de amaç bulunmalıdır ve işte bu amacı gösteren sebebe de amaçsal sebep denir.

İşte varlıkların hepsi kendi türündeki şekle ulaşmak ister. Şekli gerçekleştirecek bir hale bürünmeyi amaçlar. Varlıklar gelişmiş durumlarına yönelirler. İdeal,olması gereken duruma yönelmezler. Sonuç olarak Aristoteles amacı tespit için bir takım ilkelerden hareket etme gibi bir yola gitmez. Bunun yerine var olan davranış biçimlerine inceleyerek sonuca varmayı hedefler. Bu nedenle adalet ve hukukun ne olduğunu anlayabilmek için pozitif hukuku araştırır. En iyi yönetim biçimini anlayabilmek için ise anayasaları ve sosyal yapılar arasındaki ilişkiyi inceler.

Hem Platon hem de Aristoteles, insanların kendilerine yeten varlıklar olmadığını düşünür. İnsanlar birbirlerine gereksinim duydukları için bir arada yaşamak zorundadırlar. İnsanın ne olduğuna ilişkin sorunun net bir şekilde cevaplanmasını Kant’a borçlu olsak da Aristoteles insanı akıl sahibi ve sosyal bir canlı olarak değerlendirmiştir. Aristoteles’e göre insan kendini ancak başka bir insanda gerçekleştirecektir. Sonuç olarak karşımıza aile kavramı çıkar. Aristoteles Platon’dan farklı olarak aileye çok önem vermiş ve düşüncelerinde vurgulamıştır. Aileler insanları bir arada tutacak ve daha iyiye yönelterek devleti oluşturacaktır.