Osman Aydoğan


Arakiyeci İbrahim Ağa Camii -1-


Önceki yazımda İstanbul Beyoğlu´ndaki Ağa Camii´ni anlattım.. Ve madem ki söz camilerden açıldı... İstanbul´daki bir başka camiinin hikâyesi ile devam edeyim? Bugün de İstanbul´daki en güzel küçük camiilerden birisi olan Arakiyeci İbrahim Ağa Camii´ni ve Camii´nin yapımı ile ilgili olarak rivayet edilen ol hikâyesini anlatayım o zaman... ?´Evrende her şey iki kere yaşanır, önce zihinde yaşanır sonra gerçekleşir.´´ Bu bir Çin düşüncesiydi. ?Olduğumuz her şey, düşünmüş olduklarımızın sonucudur? diye de özetlemişti Budha. ?Hayal etmek her şey demektir. Hayatın size getireceklerinin bir ön gösterimidir? diye de başka şekilde formüle etmişti Einstein. Düşler kurarmışız kelimelerle, düşüncelerle ve zamana bırakırmışız bu düşleri, onlar da tıpkı toprağa düşen tohumlar gibi, zamanla filizlenip gelişip ve yaşadığımız gerçek olarak çıkarlarmış karşımıza. Ve Freud´un öğrencisi Alfred Adler derdi ki; ?´İnsan kafasında bir amaç belirlerse, evrendeki her şey bu amacı gerçekleştirmek için bir sıra dâhilinde dizilirler.´´ Şimdi diyeceksiniz ki bunlarla Arakiyeci İbrahim Ağa Camii´nin ne ilişkisi var... Ama demeyin! Olmaz olur mu? Neyse gelelim hikâyemize?. 1500´lü yılların Topkapı´sında yaşayan bir Arakiyeci İbrahim Ağa vardı? Surların dibinde küçücük bir kulübede namaz takkeleri (arakiye) örüp satarak geçimini sağlayan fakir bir takkeciydi İbrahim Ağa. Fakir olmasına fakirdi ama gönlü zengindi, engin bir tevazu ve tevekkül sahibiydi. Kanaatkârdı. Bir hayali vardı: Cami yaptırmak. O bu hayalinden bahsettikçe: - ?´İbrahim Efendi, daha ekmeğini zor kazanıyorsun camiyi neyle yaptıracaksın?´´ derlermiş. Fakat Arakiyeci İbrahim Ağa hiçbir zaman ümidini yitirmez, devamlı dua edermiş. ?´Umulur ki derya tutuşa´´ dermiş. İçinde beslediği cami yaptırma arzusunu hiçbir zaman kaybetmemiş. Bir gece rüyasında: - ?´Bağdat´a git, köprünün karşısında hurma ağacının altındaki asmada senin üç üzüm tanesi kısmetin vardır, onu al ye! İşte senin camii yaptırma hayalin de oradadır.´´ diyen aksakallı, ermiş bir zat görür. Camii yaptırma hayalinin Bağdat´da ne işi vardı? Üç üzüm tanesi için aylarca sürecek meşakkatli ve tehlikeli bir yolculuk gözü alınabilir miydi? Bunun için İbrahim Ağa önceleri rüyasına pek ehemmiyet vermez. Fakat ertesi gece ve daha birçok geceler rüyası tekrarlanır.