Oğuz Gümüşkaynak


Apollo 11 mübarek


Bizim çocukluğumuz gelir gözlerimin önüne. Amerikalalılar aya gitmeyi iyiden iyiye kafayı koymuşlardı. Çocuktuk meraklıydık böyle şeylere aya gidecek aracın adı Apollo 11 idi. Sanırım aya gidişini de aydan dönüşünü de radyodan dinlemiştik. Dönemimin dünyadaki en hızlı aracı idi bir aracın hızını yada insanın süratlisini yada kaypak bir kişiyi tarif ederken Apollo 11 gibi diye örnek verilirdi. Şuan ülkemde süratle değişen gündemin yanında herhalde Apollo on birin hızı müstamel bisikletin hızı gibi kalır. Bir hafta önce ülke gündeminde Man adası vardı burada aklanan paralar bir hafta sonra Afrine harekat bu günse haftaya hangi gündemle gireceğimiz belli oldu. Lozan da uğradığımız hezimetten dolayı ege adalarını bu günlerde niye Yununistan´a devredip adalardan kansız savaşsız ceketimizi bile almadan niye çıktığımız hakkında dosyalar hazırlanıyormuş. Aafrin de can pazarı veren mehmetçik Afrin´deki mehmetçik bir kez ölür ama burada her gün onlarca kez ölen aileler varken seneler öncesinin Lozan´ı niye bu günlerde gündeme getirilir anlayan var mı? Eğer Lozan gündeme gelecekse Lozan´a ülkeyi getiren sürecin başındaki Sevr anlaşmasını masaya yatırmak lazım. Bayram değil seyran değil ülke şu an savaşın içinde bir şekilde gündem savaşa odaklanmışken Lozan nereden çıktı? Savaşın düğmesine basanlardan barışın düğmesine basılmasını beklerken süratle gündemi değiştirmenin mantığını anlayan var mı? Suriye bataklığında yapa yalnız kaldık. Ne Mısırdaki rabiacılar nede Filistindeki esmacılar hepsi karşımıza geçti. Afrin´den dolayı Amerikan hükümetinin yöneticileri başka şey söylüyor Türk hükümetinin yöneticileri başka şey söylüyor. Ülkemin sağ duyulu aydınlık kesimi endişeli telefonda karşısında kimse olmadan birilerine hava atan hayalperestler gibi savaş naraları atan kişi nafile Suriye´de bataklıktayız. Bunu iç politika malzemesi haline dönüştürmek için çırpınıp duruyorsun çırpındıkça sen batıyorsun seninle birlikte bizde batıyoruz. Kaybeden tek sen olsan sorun yokta kaybeden her gün ekmeği bir lokma daha eksilen halkım her gün zam her gün zamlarının altında ezilen. Hani derler ya mahalle yanarken diye başlayan bir söz var ya ülkeme birebir uyuyor bu günlerde değil mi?