Osman Aydoğan


Annabel Lee

Küçük yaşta ana ve babasını kaybeden Poe, kuzenlerinden Virginia Clem'le evlenir


Annabel Lee

Amerikalı şair ve Amerikan edebiyatının ıstıraplı devi Edgar Allen Poe'nun lirizmin doruğundaki ''Annabel Lee'' isimli bir şiiri var.

Önce bu şiirin hikâyesini anlatayım:

Küçük yaşta ana ve babasını kaybeden Poe, kuzenlerinden Virginia Clem'le evlenir... Bu sıradan bir evlilik değildir. Edebiyat tarihinin unutulmaz hikâyelerinden biridir bu evlilik...

Kumara ve içkiye düşkünlüğü sebebiyle Virginia üniversitesinden kovulan Poe, şiir yazarak vakit geçirip kurallara boyun eğmediğinden West Point (ABD Harp Okulu)'ndan da ayrılmak zorunda kalır...

Evlendiği zaman beş parası yoktur Poe'nun. Ömrü boyunca da olmamıştır zaten...  ''Canavarlar'' adlı eseri üzerinde tam 10 yıl çalışır... Neredeyse her sayfasında birkaç defa silip tekrar yazan Poe, 10 yılda hazırladığı bu eseri ancak 10 dolara satabilir...

Evlendiklerinde Poe 26, karısı Virginia 13 yaşındadır... Pek çok insan bu evliliğin mutluluk getirmeyeceğine, kısa zamanda boşanmayla sonuçlanacağına hükmederler... Lakin hiç de öyle olmaz... İkisi bir arada mutlu ve oldukça romantik bir hayat yaşarlar... Poe, çocuk denecek kadar küçük yaştaki karısını büyük bir aşkla taparcasına sever...

Poe ile Virginia'nın yaşadığı ev, her an yıkılacak kadar viranedir... Ama kırlar ve elma ağaçlarıyla çevrili güzel bir yerdir... Bahar gelip de güney rüzgârları esmeye başladığı zaman leylak ve kiraz çiçeklerinin kokusu dolar eve... 

Poe bu evi üç dolar aylık kirayla tutmasına rağmen bunu bile ödeyemez... Yeterli yiyecekleri olmadığından küçük karısı Virginia hastalanır... Lakin paraları da yoktur... Yiyecek bir şey de alamazlar... Ama mutludurlar.... Poe sevgili karısına aşkla şarkı söylemesini, karısı da onu sevmesini bilir... 

Bazen günlerce bir şey yiyip içmeden aç karnına otururlar... Bahçede hindibalar yetiştiği zaman toplayıp, pişirerek karınlarını doyurmaya çalışırlar... Poe ile karısının açlıktan öleceklerini hisseden komşuları, acıdıklarından sepetlerle yiyecek getirirler...

İşte bu evde ölür Virginia.... Aylarca saman dolu yatakta yatarak... Bedenini sıcak tutacak bir elbiseden mahrum olması ölümüne sebep olur Virginia'nın... Çok soğuk günlerde annesi kollarını, Poe da ayaklarını ovalayarak ısıtmaya çalışırlar onu… Poe, West Point'te giydiği er kaputunu Virginia'nın titreyen vücuduna örterken, kedileri de ayakları ucuna yatırarak ve annesiyle durmadan okşayarak ısıtmaya çalışırlar...

Biricik karısı öldüğü zaman Poe'nun cebinde cenazeyi kaldıracak kadar parası da yoktur... Komşulardan biri yardım etmese sevgili Virginia'sı Pottersfield'deki kimsesizler mezarlığına gömülecektir.

Virginia kış aylarında ölmüştü... Aylar geçer, nice baharlar gelir geçer, kışlar geçer... Poe, evlendiği ve çok sevdiği tek kadın olan Virginia'yı hiç unutmaz... O evin bahçesinde oturup yıllarca hasretini çektiği biricik karısı için lirizmin doruğundaki şiirlerini yazar...

İşte "Annabel Lee" de bu masalsı aşkla ve o unutulmaz ıstırapla yazılır... Picasso'nun bir deyişi vardı; ''Sanat, acı ve hüznün çocuğudur.'' diye... Hewingway de; "Mutlu bir çocukluk geçirmiş kişi, edebiyatçı olmaz" derdi. Bu ifadelerin somut göstergesidir ''Annabel Lee''.

''Annabel'', Virginia'nın ölüsüne verdiği isimdir Poe'nun... 

Eserleri okurken, ardındaki dramı, gamı, kederi de görmek gerekir diye düşünürüm… Bu nedenle uzun uzun anlattım...  Ateşten sözcükler bütünüdür Annabel Lee… Her kelimesi alev alev açan birer çiçek gibidir Annabel Lee... Bence dünyanın en güzel şiiridir Annabel Lee... Türkçe çevirisinin de bu kadar güzel olmasını çevirmen şair Melih Cevdet Anday'a borçluyuz. Okudukça gün kor kızıla çalar, usul usul olur akşamlar, perde perde iner gece, karanlıklar, bir annenin uyuyan çocuğunun üstünü örtercesine uyuyan doğanın üstünü çöker yavaş yavaş…

Yazımın sonunda şiirin orijinal İngilizcesini, Türkçesini ve hasta yatağında Annabel Lee ve Poe’yi gösteren bir kuru kalem resim çalışmasını veriyorum…