Şaban Külhancıoğlu


AKUT TAVUK BİLE KURTARIYOR AMA!..


Geçenlerde televizyon kanalının birinde Akut´un kuyuya düşen bir tavuğu kurtardığı haber olarak geçiyordu. Akut biliyorsunuz gönüllü arama ve kurtarma ekibi. Akutun tamamen bağışlarla ayakta duran bir gönüllü kuruluş olarak bir çok afetlerde can siperane işler yaptığını duymuştum. Fakat bir tavuğun hayatının kurtarılması olayı bana ilginç geldi. İnsan hayatına bir tavuk kadar ehemmiyet verilmediği... Yan baktın,çamura battın diye insanların birbirini boğazladığı... Üç kuruş maddi çıkar uğruna öz aile fertlerinin birbirlerinin canına kast ettiği günümüzde... 130 küsür gündür hayatının baharında iki insan -sebep her ne olursa olsun- Türkiyenin gözü önünde ölüme terk edilirken... Sen kalk bir tavuğu kurtarmaya çalış! Akutcular ne kadar ulvi bir iş yapıyor gibi görünüyor olsalar da işin aslına bakılırsa onlar yapılması gerekeni yapıyorlar. Tavuk da olsa nihayetinde bir can taşımıyor mu? Göz göre göre o tavuğun ölümüne nasıl göz yumulabilir? O da Allahın yarattığı bir varlık değil mi nihayetinde. Ama gelin görün ki... Ülkemizde kazın ayağı hiç de öyle değil! İşin öyle bir enteresan tarafı var ki... Bir tarafta bir tavuk metrelerce cukurdan kurtarılmaya çalışılırken... Diğer tarafta tam 130 gündür Türkiyenin gözü önünde iki insan Nuriye Gülmen ve Semih Özakça göz baka baka ölüme terk ediliyor. Gördünüz mü çelişkiyi! Yazıklar olsun bize! Yazıklar olsun bu ülkenin yöneticisine,basınına,muhalefetine... Kadınına,erkeğine,kızına,kızanına... Bir tarafta kırk bin kişinin katiliyle müzakereler yapacaksın,bir tarafta talepleri sadece işlerine geri alınmak olan iki insanla iletişim kurup bir çözüm bulamayacak ve ölümlerine seyirci kalacaksın.. Ve bu durumu tüm toplum kanıksayacak! Eyvahlar olsun bize! Farzedelim, yarın bu iki insan öldü. Neyi halletmiş olacağız? Devlet otoritesimi sağlanacak? Evet... Devlet otoritesi sarsılmıyacak ama insanlık ölecek. Sevgi,merhamet, acıma duygularımız bir kat daha körelecek. Bundan sonra birbirimizi daha fazla boğazlayacağız bir kaşık suda. Acıma duygusunu şöyle tarif etmiş bir düşünür. ´´Nasıl ki derin bir kuyuya bir taş attığınızda,oradan bir ses duymazsınız,işte o zaman acıma duygunuz yok olmuş demektir´´ Herhalde tüm toplum olarak derin bir kuyu gibi; gözümüzün önünde olaylar oluyor fakat içimizden hiç ses gelmiyor. Yazık ki ne yazık! Türk büyüğü,Osmanlının fikir babası Şeyh Edeb-ali ´´ İnsanı yaşat ki devlet yaşasın´´ demiş ancak onun bu sözünü pek dikkate almamış gibiyiz. İnsanların senden benden,o fikirden bu düşünceden demeden değer verildiği... Sevginin ,saygının,adaletin,merhametin yüreklerde attığı,gönüllerde her mevsim yeşerdiği bir Türkiye umuduyla... Umarım Nuriye Gümen ve Semih Öz akça ölmezler! Saygılarımla.