ALİ ÖZARSLAN


AKP´DEN KURTULALIM DA - 2


AKP´nin 2002´den bu yana, özellikle de FETÖ ve PKK ile beraber açılım yaptığı süreçte, ülkemiz, her açıdan, içerde ve dışarıda kan kaybetmeye başlamış ve Türk Milleti rahatsız olmuştur. Ekonomik olarak ise, borç para ile ülke yönetme işi iflas etmiştir. Üretim ekonomisi tamamen bitmiştir. Bunlarla beraber önce emperyalist kültür sonra ise Arap kültürü insanımıza dayatılmış milli değerler ile büyük Türk medeniyeti ve kültürü unutturulmaya çalışılmıştır. Tüm yaşanılanların sonunda AKP´den kurtulmak kaçınılmaz hale gelmiştir. Ancak 15 Temmuz kanlı, Amerkancı FETÖ darbesi ile AKP´de bir değişim başlamış ve Emperyalizme karşı bir tavır ortaya çıkmıştır. Fırat kalkanı, Zeytin dalı ve son olarak Pençe harekatları, Doğu Akdeniz´de ki milli duruş, S-400´lerin alınması, Ülkemiz için AKP´nin yaptığı en olumlu işler olurken, hala iç politikada milli bir duruşun olduğunu söylemek zordur. Hala eğitimin dini eğitime kaydırılmaya çalışılması, üretim ekonomisine geçilememesi, Türk Kültürünün, örf ve adetlerin yok sayılması, TV´lerde her fırsatta dini yayınların yapılması. Millet olarak değil, ümmet olarak toplumumuzun şekillendirilme çabaları nedeniyle toplum ayrışırken, birbirlerine kin, nefret ve düşmanca tutum sergilemektedirler. O hale geldi ki, farklı düşünen biri ile tartışma yaptığınızda, küfürler, hakaretler havada uçuşmaktadır. Artık doğruyu savunmak söylemek ye yeterli olmamakta, çünkü tümden birbirini reddeden, yok sayan insanlar haline dönüştürüldü. Oysa toplumların Millet mi, ümmet mi olduğuna karar veren ekonomik sistemdir. Feodal bir düzen de ümmet geçerlidir. Osmanlıda olduğu gibi. Ama Türkiye Cumhuriyeti ile, Osmanlının ekonomik sistemleri aynı değildir. O nedenle de toplumun şekillenmesi de farklıdır. Avrupa kriterlerine uymak için, Millet esas alınır. Avrupa´da ümmetçi bir toplum yoktur. Tamamen laik ve kapitalist ekonomik sistem geçerlidir. Kapitalist sistemde ise Millet olma, ulus olma, ekonominin dayattığı bir yapılanmadır. Osmanlıyı sevmek başka, Ümmetçiliği dayatmak başka şeydir. AKP, Emperyalizme karşı doğru bir konumlanma yaparken( ki hala yalpalayarak devam ediyor), ümmetçi dayatmasından vazgeçmelidir, vazgeçecektir de. Vazgeçmek zorundadır. Ülkemizin zorunlulukları bunu AKP´ye de dayatmaktadır. İşte bu yüzden de üreten fabrikalar kapatılmış ve ülkemiz ucube bir ekonomiye sahip olmuştur. Artık yolun sonuna gelinmiştir. Üretim devrimi yapılmadan, kapanan fabrikalar açılmadan, zor durumdaki sanayiciye ve çiftçiye destek olmadan ülke ekonomisi kurtarılamaz. İsterseniz ülkenin dört bir yanını Füze ile doldurun. Üretim ekonomisine geçmeden hiçbir şey olmaz. Bununda biricik formülü, denenmiş, kanıtlanmış bir sistem olan Altı Ok programıdır. Ve AKP her ne kadar milli bir söylem geliştirmeye çalışsa da samimi değildir. PKK TC´den nefret ederken, Amerika´da nefret ediyor ve bizi bölmeye çalışıyor. Peki AKP neden TC´den hala rahatsız. Hala rahatsız. Andımızdan rahatsız, milli bayramlarımızdan rahatsız. Hem Türkiye ittifakı diyeceksiniz, hem de TC´den rahatsız olacaksınız, hatta bölücülük olarak adlandırıp söyleyeceksiniz. TC´yi savunmak bölücülük ise, TC kötü bir şey anlamına gelir ki, buda AKP´den hala kurtulmak gerektiğini düşünen insan sayısını bir kat daha artırmaktadır. AKP dışarıda Emperyalizme karşı ciddi bir savaş verirken, içerde gericiliğe ve yobazlığa karşı ciddi hiçbir gayretinin olmadığını görüyoruz. Zaten ayrıştırılan toplum, AKP´ye nefretle kinle bakmakta ve ne yaparsa yapsın AKP´ye güven duymamaktadır. AKP ve AKP taraftarları diğer kesimlerce dışlanmaktadır. Bu öcüyü AKP kendisi yaratmıştır.