Osman Aydoğan


Ahmet Hâşim (5)


Ahmet Hâşim, lise talebelerini şiirden ve edebiyattan bir ömür boyu soğutan aruz vezni hakkında, daha doğrusu aleyhine ? kendisi aruz vezninin ustası olmasına rağmen- artık bu veznin devrinin bittiğini belirtecek şekilde şunları yazar: ?´Bundan on beş, on altı sene evvel Galatasaray Lisesi sıralarında henüz bir talebe iken, arzu vezninin mukassı (kasvet verici) darlığı içinde ciğerlerimin rahat teneffüs edemeyeceğini hissederek?. Aruz vezninin faziletleri ne olursa olsun, duvarları rengarenk çinilerle kaplanmış bir veli ya da sultan türbesi gibi, asilâne ziynetlerine rağmen, ölüm ve uhreviyetin (öte dünyanın) haşyet (korku) ve kasvetiyle doludur. Bu veznin ziyası renkli camlardan süzülüp gelen bir ziyadır; dışarının güneşli aydınlığına benzemiyor.´´ Ahmet Hâşim´e yapılan eleştiriler Nurullah Ataç "Dergilerde" (Yapı Kredi Yayınları, 2012) adlı kitabında Hâşim için; şöyle yazar: ?´İki yüzyıl sonra bugünkü edebiyatımızdan açarlarken ona ´Ahmet Hâşim çağı´ diyecekler." Ve şöyle devam eder Ataç: "Talihsiz bir şairdi Ahmet Hâşim: Yaşadığı günlerde, şiirimize getirdiği yenilik yüzünden anlaşılmadı, öldükten sonra da dilinin eskiliği yüzünden anlaşılmıyor" diye yazar. Hâşim´in yaşarken anlaşılmaması bir yana, içlerinde döneminin önemli aydınlarının da bulunduğu birçok kişi büyük haksızlıklar, saygısızlıklar eder Hâşim´e? Yahya Kemal kendisinden ?´çirkin Arap´´ diye bahseder. Falih Rıfkı Atay da kendisi hakkında iyi yorumlar yapmaz bir eserinde. Keza Peyami Safa da Hâşim´i eleştirir yazılarında. Salâh Birsel, ?´Kurutulmuş Felsefe Bahçesi´´ (Sel Yayıncılık., 2012) isimli kitabının "Beyaz balina beyazı" bölümünde (s. 82-83) Hâşim´in düzyazısı hakkında şunları yazar: "Hâşim´in yaşadığı günlere bakacak olursanız, çoğu yazarların-bunların içinde dostları da vardır elbet- onun gözünü oymak için sıraya girdiklerini görürsünüz. En yufka ozanlardan Orhan Seyfi bile Hâşim´in düzyazılarını över de laf, ozanlığından açılınca onu çaylaklıkla suçlar.´´