Osman Aydoğan


Ahmet Hâşim (4)


İlk şiirlerinin üzerinde Bağdat´ta geçen çocukluğunun, Dicle nehrinini ve Dicle akşamlarının, gecelerinin ve annesinin vefatının yoğun etkileri görülür. Hâşim´in ?´akşam´´ sevgisi hususunda da değişik rivayetler vardır. Hâşim´in kendisini çirkin gördüğünden karanlıktan hoşlandığını rivayet edilir. Ancak Hâşim ?´akşamı´´ kendisinin de belirttiği gibi yalnızca şiiri için, sembolik manası için sevmektedir. Ahmet Hamdi Tanpınar, Hâşim için; ?´Hayatını âdeta kasten darlaştırmaktan hoşlanırdı´´ diye yazar. Hâşim´in bu özelliği şiirlerine de yansır. ?´O Belde´´ (Sitemde ayrıca anlatmıştım), ?´Karanfil´´, ?´Merdiven´´, ?´Ölmek´´, ?´Bir günün sonunda arzû´´ (Yine sitemde anlatmıştım) ve ?´Parıltı´´ isimli şiirleri en güzel şiirleridir. Bu şiirlerin de tamamını yazımın sonunda vereceğim. Hâşim, sembolizmin Türk edebiyatındaki öncülerindendir. "O Belde" şiirinde geçen ünlü "melali anlamayan nesle aşina değiliz" dizesi ile Servet-i Fünun ve Fecr-i Âti edebiyatını tek bir dize ile özetler. En önemli eserlerinden sayılan "O Belde" ile şair gerçek dünyadan uzaklaşıp kendisini kendi kurduğu bir hayal dünyasına götürür. ?´O Belde´´de Hâşim gerçek dünyadan ayrı ideal bir dünya düşler. Bu hayal ürünü beldede kadınların ne kadar masum, ince, huzur veren yaratıklar olduğunu vurgular. Bu düşüncesi annesini çok küçük yaşta kaybetmesinden de geldiği bilinir. Hâşim´in "O Belde" ile anlattığı ideal ülkesi, çocukluğunda yaşadığı anıların idealize edilmiş şekli olduğu düşünülür? Hâşim´in şiirlerinde en çok kullandığı imajlar, sarı ve kızıl renkler, sararan sular, yanan sular, akşam, kamış, vs. dir. Güneşin batışındaki ve doğuşundaki kızıllık şiirlerinde çok geçer. Hâşim, koyu kıskançlığını, hırsını, hayata ve kendine karşı olan tükenmez nefretini, merhametini, aşkını, ıstırabını, sıkıntısını, geçmişini, bunalımlarını, çirkinliğini, dostlarını, düşmanlarını, tabiatı, karanlığı şiirlerine aktarır.