Osman Aydoğan


´Ağa Camii´´ mi, ?´Ağlayan Camii´´ mi? -4-


İşte bu nedenle tahrip edilen, hasar gören Ağa Camii´nin, Demirören Holding desteğinde İstanbul Vakıflar 1. Bölge Müdürlüğü kontrolünde, 20 Nisan 2012 tarihinde onarımına başlanır. Onarım iki yıl sürer? Bu onarımın sürdüğü iki yıl süresince Ağa Camii´nin etrafına bir perde çekilir ve bu perdede kocaman kocaman harflerle bu onarımın Demirören Grubu tarafından yapıldığı yazılır. İşte bu yazı insanın yüreğini burkar, insanın içini sızlatır? Camiinin temelinin sarsılmasına, zedelenmesine, duvarlarının çatlamasına, taşlarının yerinden oynamasına, harap olmasına, yıkım tehlikesi geçirmesine ve bu nedenlerle de ibadete kapatılmasına neden olup, sonra da ´´restore ediyoruz, onarıyoruz´´ diye pankart asmak ancak Türkiye´ye ait bir yüzsüzlük olsa gerek? 20 Nisan 2012 tarihinde başlayan Ağa Camii´nin onarımı iki yıl sürer ve 14 Nisan 2014 tarihinde tamamlanır. Açılışı, Vakıflar Genel Müdürlüğünün bağlı olduğu o zamanki Devlet Bakanı Bülent Arınç tarafından yapılır. Bülent Arınç açılışta Nâzım Hikmet´in işte bu ?´Ağa Camii´´ isimli şiirini okur. Ancak öncesinde Bülent Arınç Nâzım Hikmet´in bu şiirinden haberi yoktur. Okuması için bu şiir kendisine verildiğinde şiirin Nâzım´a ait olduğuna inanmaz ve şiirin Nâzım´a ait olup olmadığını inceletir. Dini siyasetlerine araç olarak kullanan bir zihniyetin ´´Dertlî bîr çocuk gîbî îmanıma bağlandım; Allah´ımın îsmînî daha çok candan andım´´ dizelerindeki samimiyeti ve içtenliği anlaması beklenemezdi zaten... Tabii ki İstanbul´un her tarafına, daha camii mimarisini bilmeden, minare yüksekliği ile kubbe çapı oranını dahi anlamadan, her boş araziye hiçbir sanatsal ve mimari değeri olmayan ucube ucube beton yığını camiiler yapıp, gerçek birer sanat ve mimari şaheser olan tarihi camiilerin siluetlerini kaba kaba beton yığınları ile kapatan, örten, yüzyılların yıpratamadığı tarihi camiilerin temellerini, duvarlarını, taşlarını bir rant uğruna yerinden oynatan, sarsan, çatlatan, peşkeş çeken bir iktidarın mensubunun Nâzım´ın ?´Ağa Camii´´ şirini bilecek ve anlayacak hali olmazdı zaten?Ki kendisine bağlı Vakıflar Genel Müdürlüğü nedeniyle bu camiinin korunmasından sorumlu birisiyken tahrip edilmesini seyreden birisi olarak... Böylesine bir sorumluluğu varken resterasyondan sonra açılışını yapıp, onarıma katkı sağladı diye tahrip edenlere teşekkür etmek, şilt vermek Türkiye´ye ait bir yüzsüzlük olsa gerek... Bu nedenle Ağa Camii´nin her önünden geçişimde ´´havsalam almıyordu bu hazîn halî önce, ah, ey zavallı camî, senî böyle görünce´´, sorarım kendi kendime ?´Ağa Camii´´ mi yoksa ?´Ağlayan Camii´´mi diye?