Şaban Külhancıoğlu


ADI BÜYÜK: KAYSERi ŞEHiR HASTANESi ''GiT GEL 60 KM''

Daha önce ''Sağlıksız Sağlık Sistemi'' adlı yazımla Ülkemizin genel sağlık sorunlarına değinmiştim.


Daha önce ''Sağlıksız Sağlık Sistemi'' adlı yazımla Ülkemizin genel sağlık sorunlarına değinmiştim. Bu yazımda ise Kayseri’de yaşayan bir vatandaş olarak 'Kayseri Şehir Hastanesi' ile ilgili kanaat, düşünce ve izlenimlerimi aktaracağım. Son 5-6 aydır kendi sağlığımla ilgili yaşadığım yoğun sorunlar sebebiyle Şehir hastanesiyle daha bi sıkı-fıkı(!) oldum. En başta şunu açık ve seçik söyleyeyim. Hani her şeyde karlılığı ve verimliliği düşünen yatırımcılarımız Şehir Hastanesine gelince Kayseri tabiriyle 'İtin öldüğü yere' hastaneyi yaparak bu ayrıntıyı pek gaile almamışlar herhalde. Özel hastanelere baktığımızda adamlar bırakın şehrin merkezine neredeyse mahalle içlerine hastanelerini inşa ediyorlar ki... Vatandaş daha çabuk ve kolay hastanemize ulaşsın  başka alternatiflere gitmesin diye. Eğer ki vatandaşın mecburiyeti olmasa Kayseri Şehir Hastanesinin bu uzaklığı ve ulaşım sıkıntısı çekilecek dert değil. Hele hele... Bir gece Ambulansla Şehir Hastanesine acil olarak getirilip, arabası ve yakını olmayarak hastaneden taburcu edildiğim deki durumumu kimsenin yaşamasını istemem.   Gündüz hastaneye ulaşım, bulunduğunuz semte göre farklılık arz ediyor. Mesela, İldem’den Şehir Hastanesine gidecek bir vatandaş sabah namazıyla beraber yollara düşüyor ki hastaneye varabilsin, randevu sırasına girebilsin. Diyelim ki hastaneye öyle veya böyle bir şekilde geldiniz.. Sizi Kayseri Şehir Hastanesi'nin devasa görünümü ve ihtişamı hemen etkisi altına alıyor. Hani derler ya düşmana göster göster çek. O büyüklüğünün içinde de zaten kayboluyorsunuz. Bu yüzdendir ki hastanenin mimarisini  hem estetik  ve işlevselliği bakımından da kullanışlı bulmadım. Bu söylediklerim işin süsü diyelim ve esas bize gerekli olan mühim konulara bakalım isterseniz. Yeminle söylüyorum şimdi yazacaklarımdan hicap ediyorum! Fakat... Yaşadıklarımı yazmazsam kendime ve şehrime haksızlık yapmış olurum diye düşünüyorum. Evet... Midemdeki bir şikayetimle ilgili Şehir Hastanesine günler öncesinden Gastroenrolojiden aldığım randevu ile başvurdum. Bir kere 'Doçent Doktor' diyerek tercih ettiğim doktorun yerine iki tane asistan doktor karşıladı beni. Daha siftah derdimizi ayrıntılı anlatıp anlayamadan tahliller serüvenine koyulduk. Tahlillerin biri yarın, diğeri bir hafta sonra, endoskopi 4 ay sonra derken 5.ayın sonunda nihayet tamamlayabildik. Tahlillerimi doktoruma götürdüğümde... Bu sefer şansımıza başka asistan kardeşlerimizin ilaç yazma şerefine nail olduk. Bu ilaç bana yazılırken hangi tür kronik rahatsızlığım dikkate alındı bilmem... Ancak... Midem için yazılan ilaçlar beni başka sıkıntılara (Vertigo) düçar etti. Vertigo için bu sefer gittiğim Üniversite Hastanesinde gene asistan doktorların yapamadığı çok basit fiziksel uygulamayı özelde bir hemşire kardeşim yaparak kulak kristallerimin yerine gelmesini sağladı. Tekrar Şehir Hastanesine dönelim. Ben midemdeki problemi çözmek için gittiğim hastaneden başka problemler sahibi olarak çıktım. Beş altı aylık bu serüvende anamdan emdiğim süt burnumdan geldi diyebilirim. Bu arada yine bir başka sıkıntılarımda(Boyun damarı, Bel Fıtığı) için gittiğim Şehir hastanesinde buna benzer süreçleri yaşadım ve sorunlarıma çözüm bulabilmiş değilim. Ve neticede tövbe billah ettim artık Şehir Hastanesine gitmekten  vazgeçtim başka kurumlarda sorunlarıma çare aramaya koyuldum. Günlerce çekilen sıkıntılara mı yanarsınız, seher vakti uykulu uykulu sıralarda beklediğinize mi, kilometrelerce uzaktan teptiğiniz yola mı..? Felaket tellallığı yapmak istemem ancak üzüldüğüm bir noktanın altını çizmeden geçemeyeceğim. Bugün geldiğimiz noktada... Devasa hastaneler yapıyoruz, son teknoloji ile donatıyoruz Sağlıkta kalitede halen çok gerilerdeyiz! Başta doktorlarımız bilgi ve donanım olarak yetersiz sadece bürokrasiye ve kırtasiye ye hizmet ediyorlar. Ne yazık ki halen hastanın yüzüne bakmadan ve hastanın soru sormasına fırsat vermeden vizite yapılıyor.     Önemli olan ihtişamlı hastaneler yapmak değil, verilen sağlık hizmetinin güvenilir, verimli ve kaliteli olmasıdır. Doktorlarımızın hastaneye gelir getirme kaygısıyla tahliller yaptırmak yerine samimi bir şekilde hastaya dokunmalarıdır efdal olan. İyi niyetli doktor kardeşlerimi tenzih ediyorum zira onların sayısı yok denecek kadar az. Sağlıkta güzellikleri yaşayabileceğimiz günleri de çok yakında görmek dileğiyle.     Sağlıkla...