1980 öncesine kadar sürekli muhalifi olduğum Süleyman Demirel’in 1980 sonrası hayranı olmama sebep olan eylemleri beni Süleyman Demirel karşıtlığından Süleyman Demirel yandaşı yaptı. Sanki rahmetli seksenli yıllarda iki binli yılları görmüş gibi söylemlerini dile getirmişti. Bu günler için söylediği söylemlerin başında ve aynı zamanda yaşadığımız günler içinde en geçerli bir söylemi var ki “barışmasını bilmiyorsan dövüşmeyeceksin” diye. Reisimizde bu söylemi çok güzel uyguluyor. Bu günlerde yalnız bu söylemin uygulaması iç politikada değil dış politikada geçerli. Suriye’ye barış harekatı yaptık tekbir, selam, mehter, hamaset, reisini asker elbisesi pozları, başkomutan yakıştırmaları neler neler. Harekata ABD engel olursa cuma namazını Pentagon da, aynı gün ikindiyi de Washington’da kılacaktık nerdeyse. Neler neler sonunda ABD başkanı savaşan taraflara tamam bitti hadin bakalım evinize gidin anneniz merak eder dedi. Bu seferde gelin bakalım böyle kavga olmaz ayıp oluyor dedi Soçi de kavgacıları Rusya başkanı Putin abi uzlaştırdı. Reiste Süleyman Demirel’in söylemini çok güzel uyguladı. Birde bozuk attı yüz elli saat süre tanırım diye Putin pazarlık yapamadı ne olur ne olmaz Moskova’da bari cumayı kılmasınlar diye bizde sağolsun A haberimiz sayesinde bu hamaset dolu günlerin ardından dünyayı diz çöktürme başarımızı yudum yudum mu desek, sindire sindire mi desek büyük bir coşkuyla kutluyoruz. Sahi ya reis diyor ki biz bu harekatın ne galibiyiz nede mağlubuyuz peki berabere mi kaldık. O zaman penaltılara geçelim diyeceğimde çocukların kavga etmeleri lazımdı ettiler ayırdım sözünün altındaki gizem benim kafamı karıştırıyor. Çağ açan, çağ kapatan bir ülkenin çocukları nasıl olurda çocuk gibi dövüşür valla anlamadım gitti ya size soruyorum biz bu harekatı niye yaptık
