Osman Aydoğan


Adaletin olmadığı bir ülkede herkes suçludur


Maurice Duverger (1917 - 2014) dünyaca ünlü, Fransız siyaset bilimci, siyaset sosyoloğudur... Türkiye´deki birçok anayasa hukukçusunu derinden etkilemiştir. Tarafsız olmanın mümkün olmadığını, sadece ne kadar taraf tuttuğumuzu belirterek nesnel olabileceğimiz görüşünü savunur. Komünistlerin sosyal demokrasiyi gerçekleştirmek için siyasal demokrasiyi ortadan kaldırmayı amaçladıkları, faşistlerin ise sosyal demokrasiyi ortadan kaldırmak için siyasal demokrasiyi ortadan kaldırmaya çalıştıkları tespitini yapar. Duverger´nin 30 kadar eser arasında ünlü eserlerinden biri ?Halksız De¬mokrasi? adlı kitabıdır. (Dördüncü Yayınevi, 1969) Bu kitabında günümüz Türkiye´sini anlatırcasına şu tespitleri yapar: ?Bir demokraside çok sayıda ve zayıf partiler varsa, o ülke iyi yönetilemez, halk siyasetten soğur ve siyaset ?merkezin hükümranlığı´ altı¬na girer.? (Sf. 159,) ?´Halktan güç alan büyük sağ ve sol kitle partileri olmayınca, hepsi birbirine benzeyen, kişiliksiz partilerin oluşturduğu ?orta¬nın bataklığı´ siyasete hükmeder.´´ (Sf. 192) ?´Sağın ve solun ılımlılarını bir araya getiren ?renksiz´ koalisyonlar´, yurttaşların bir politika seçme imkânlarını yok eder ve halk siyasetten soğur.´´ (Sf. 220) Bir diğer önemli eseri ?´Siyasi Partiler´´ (Bilgi Yayınevi, 1979) isimli kitabında, siyasi partileri ?´seçkin tabanlı partiler´´ ve ?´halk tabanlı partiler´´ olarak ikiye ayırır. Bir başka önemli kitabı ise ?´Siyaset Sosyolojisi´´dır. (Varlık Yayınları, 2017) Yine önemli bir eseri olan ?Politikaya Giriş? (Varlık Yayınları, 1984) isimli kitabında Batı demokrasisini mercek altına alarak dünyada var olan kapitalist ve sosyalist sistemlerin giderek birbirine yaklaştığını söyler. Bu kitabında yine günümüz Türkiye´sini anlatırcasına şu tespitleri yapar: ?´Kapitalizmin amacı; İnsanları düşündürmemenin yolu olan; seks, kriminal olaylar ve eğlence endüstrisine yönelterek, düşünmeyen insanlardan oluşan ahmaklaşan bir toplum yaratmaktır.´´ ?Kapitalist haberleşme sistemi ?halkın ahmaklaştırılması´ diye adlandırabileceğimiz bir sonuç doğurmaktadır. İnsanları entelektüel seviyesi çok düşük, çocukça bir evren içine hapsetmek amacını gütmektedir. Kesat zamanlarda heyecanlı haberler verme imkânını sağlayan gönül maceralarının boyuna şişirilmesi bu bakımdan tipiktir.´´ ?´Krallar, kraliçeler, prensler, prensesler ve öteki sözde büyüklerin, giyinişlerinin ve içinde yaşadıkları dekorun şatafatı, uyandırdıkları belirsiz tarihsel hatıralara eklenir... Halkı ahmaklaştırma tekniklerinin daha birçokları sayılabilir. Sinema ve spor da bunun birçok örneklerini verirler. Bu çeşitli vasıtalarla halk gerçek dışı, yapmacık, hayali ve çocukça bir âlemle daldırılır, dikkati de böylece gerçek problemlerden başka yana çekilir...? Duverger´nin Kemalizm hakkında ise şu tespiti vardır: "Kemalizm, Moskova ve Pekin´in etkisinde kalmamış azgelişmiş ülkelerde, doğrudan ya da dolaylı çok yönlü sonuçlar uyandırmıştır. Kemalizm, kuzey Amerika ve batı Avrupa rejimlerinde bulunmayan nitelikleriyle, Marksizm´in gerçekten alternatifidir. Marksizm uygulamasına girmek istemeyen ülkeler, batı demokrasisi karşısında saptadıkları yetersizliklere çözüm getiren Kemalist modeli tercih edebilirler." Duverger´nin evrensel nitelikteki şu iki sözü de sanırım yine günümüz Türkiye´sini anlatır: ?´Hukukun kuvvetinin azaldığı yerde, kuvvetlinin hukuku geçerli olmaya başlar.´´ ?´Adaletin olmadığı bir ülkede herkes suçludur.´´