Şaban Külhancıoğlu


ADALET YÜRÜYÜŞÜNE KARŞI OLMAK!..


Adalet; kelime manası olarak hak ve hukuka uygun davranma anlamına gelmekte. O kadar geniş bir uygulama alanı var ki... Hem bu dünyada hem öteki alemde vazgeçemiyeceğimiz bir değer... Hayatın her safhasında ve beşikten mezara kadar... Sosyal,siyasal,ekonomik bütün alanlarda olması gereken bir kavram. Ekmek gibi su gibi ihtiyaç. Bir düşünürün dediği gibi, inançsız yaşanabilir ancak adaletsiz asla!.. Devlet başta olmak üzere insanın içinde olduğu bütün kurumlar ancak adaletle ayakta kalma şansını buluyor. Kısaca... Adalet yaşamın temeli... Durum böyle olunca... İnsanlar içinde adalet kelimesinin geçtiği bir söz, bir davranış,bir eylemin hangi parti, hangi cemaat,hangi topluluk tarafından icra edildiğine bakmazsızın... Bu eylemin özde mi sözde mi olduğunu düşünmeden... Sırf içinde adalet kelimesi olduğundan mütevelllit itibar ederler,ilgi gösterirler. Bu yüzdendir ki... 2002 yılında AKP; adında adalet kelimesi geçtiği için... Sağcısının solcusunun dindarının ve tüm kesimlerin ilgisine mazhar olmuş Türk siyasetinin son 15 yılına damgasını vurmuştur. Damga vurmuştur vurmasına da... AKP´nin adalet kavramına uygun siyaset yapıp yapmadığı tartışma konusudur. Gelelim ana muhalefetin içinde adalet geçen yürüyüşüne. Ülkenin ana muhalefet partisi gerek kendi siyasi ikbali için... Gerek yıllardır pasif muhalefet yapıyor eleştirilerine mani olmak için... Gerek parti içindeki lider arayışlarının önünü kesmek için... Sonuçta adı adalet olan bir yürüyüş başlatmış.. En azından çok değerli ve gerekli bir kavramı ülke gündemine taşımak adına... Sağduyu sahibi insanlar olarak,her türlü siyasi taraftarlığı bir kenara bırakıp adı adalet olan bir yürüyüşün yanında olmalıyız diye düşünüyorum. Karşı olmak,karalamak yerine!.. Keşke... Ülkede bütün caniler,vatan hainleri,hırsızlar,soyguncular,haksızlık yapanlar,yalancılar... Haksızlığa uğradıklarını düşünerek... İnsanların acımasızca canlarına kıyacaklarına,mallarını gasp edeceklerine,toplumun temeline dinamit koyacaklarına... O eylemleri yapmadan önce ellerinde adalet yazan dövizlerle yürüyüş yapabilselerdi. Daha açık bir ifadeyle... T.C nin ezeli ve ebedi düşmanlığını yapan PKK ve Fetö adlı örgütler adalet eylemi yapabilselerdi. Belki bu kadar insan ölmeyecek bu acılar çekilmeyecekti. Kimsenin içinden geçenleri öğrenebileceğimiz bir aygıt henüz icat edilmedi. Ancak yaptığı davranışlar bize bir fikir verebilir. Belkide, adalet yürüyüşüne katılanların içinde sahtekarlar ve bu yürüyüşe gerçekten inanmayanlar olabilirler. Ancak adı adalet olan bir yürüyüşe toptancı olarak karşı olmak... Ellerinde ve dillerinde sadece adalet sözcüğü olan on binlerce insana saygısızlık olmaz mı? Zira... Bu yürüyüşün içinde olan şehit yakınları,gaziler,yaşlılar gibi mukaddes insanlara haksızlık değil mi? En başta şu soruyu kendimize sormalıyız. Acaba biz neye karşıyız? Bu yürüyüşe karşı olanlar Kemal Kılıçdaroğlu´na mı karşı oluyorlar adalet kavramına mı? Kaz ile kozu karıştırmayalım!. Nasıl ki... 15 Temmuz akşamı demokrasiye sahip çıkanların içinde her kesime mensup insanlar vardı. Ve bu insanların kimliğine bakmazsızın yaptıkları eylemin yanında olduk. Bu sebeple, bir işin niceliğine değil niteliğine bakmalıyız. Bu yürüyüş çevreye zarar verilmeden,insanlar tahrik edilmeden ve kamu düzeni bozulmadan yapılıp yapılmadığıdır önemli olan. Diyelim ki... Adalet yürüyüşünün başında Kemal Kılıçdaroğlu yerine Tayyip Erdoğan olunca bu yürüyüş daha mı anlamlı ve değerli olacaktı? Saygılarımla.