Osman Aydoğan


ABD ile Kriz - 12


Neyse? Maksadım kimseyi eleştirmek, kimseye yol göstermek, kimseye akıl vermek değildir, bu zaten herkeste ve özellikle ülkeyi yönetenlerde fazlasıyla mevcuttur. Bu yazıdan aksadım mazide bir gezi yapmaktı? Mazi deyince de; mazi bana, sözlerini Necdet Rüştü Efe Tara´nın yazdığı 1928 yılında Necip Celal Andel tarafından bestelenen ilk Türk tangosunu hatırlatırdı: ?´Mazi kalbimde bir yaradır Bahtım saçlarımdan karadır Beni zaman zaman ağlatan İşte bu hazin hatıradır.´´ Benim de mazi kalbimde bir yaradır ve beni zaman zaman ağlatan işte bu hazin hatıralardır. ABD ile yaşanan krize odaklandık. Sanki detaylarda, isimlerde, rahiplerde, Dolardaki artışta kaybolduk? Detaylarda ve ayrıntılarda kaybolmadan olaya daha bir yukarıdan bakmak, büyük resmi görmek gerekiyor diye düşünüyorum... Bu nedenle de önce çok geriye gitmeden çok yakın bir geçmişte yaşananları bir anımsamak istiyorum... Türkiye, 2004 yılı Nisan ayında yapılan Annan Planı referandumunda Denktaş´ı dışlayarak referandumda Kıbrıs Türklerinin Annan Planına evet demeleri için çalıştı. 2009 yılı Ekim ayında Ermenistan´a şirin gözükmek için Bursa´da yapılan milli maçta Azerbaycan bayrakları toplatıldı. 2014 yılı Ekim ayında PYD lideri Salih Müslim´i Ankara´da ağırladı. Irak´ta Türkmenler ihmal edilirken IKBY (Barzani) yıllarca desteklendi. 2011 yılı Şubat ayında Barış Süreci çerçevesinde Oslo´da Kürdistan Topluluklar Birliği (KCK) temsilcileriyle Türk Devlet görevlileri arasında müzakereler yapıldı. Daha bu yılbaşında (08 Ocak 2018) İdlib konusunda Türkiye; Rusya ve İran ile ters düştü? Rusya ile uçak krizi zaten daha tam çözümlenmemişti. İran ile Türkiye´nin arası zaten iyi değildi. 25 Eylül 2017 tarihinde yapılan referandum konusunda IKBY (Barzani) ile Başika nedeniyle Irak (İbadi) ile Katar nedeniyle Suudilerle, BAE ile Mursi -Sisi nedeniyle Mısır ile Türkiye´nin arası bozuldu.. Daha bu yılbaşında (15 Ocak 2018) Türkiye Afrin konusunda ABD ile bozuştu? ABD ile FETÖ, Zarraf, Halkbank, Suriye, PYD/YPG nedenleriyle zaten ilişkiler sorunlar yumağı halinde... Daha geçen yılsonunda (Aralık 2017) Türkiye Kudüs konusunda hem ABD hem de İsrail ile papaz oldu? Ve sonunda 13 Mayıs 2018 tarihinde de İsrail başkentini Kudüs´e taşıdığında ne İslam dünyasının önde gelen ülkelerinden ne Suudilerden ne de Mısır´dan karşı bir bir ses çıkmazken -gerçi başkentini Kudüs´e taşıyan İsrail idi ama- Türkiye ABD´ye karşı sesini en üst perdenen çıkaran ülke oldu. Ve en son da 01 Ağustos 2018 tarihinde ABD bir rahibi gerekçe göstererek Türkiye´nin iki bakanı hakkında yaptırım kararı aldı... Türkiye zaten Suriye ile savaş halinde... AB dersen, başta Almanya olmak üzere tümden düşman? Yunanistan, Ermenistan ebedî düşman? AB, Almanya bizi bölmek istiyor? ABD, İsrail bizi yok etmek istiyor? Bütün bunlar bana bir Karadenizli Temel fıkrasını hatırlatıyor? Temel, otobana ters istikametten girmiş. Polis hemen anonsa başlamış: ?´Bütün sürücüler, dikkat! Bir araç yola ters girmiştir!´´ Yola bakan Temel kendi kendisine söylenmiş: ?´Ne birisi? Hepisi, hepisi!´´ Şaka bir yana bütün bu yaşananlar beni yine -mutad olduğu üzere!- tarihe götürüyor ve bana tarihin aktörü ve tanığı Ebû Müslim Horasanî´nin Emevîlerin yıkılışı ile ilgili ve her türlü ittifaklar konusunda bir strateji ilkesi olan bir sözünü hatırlatıyor. Biraz uzun olacak ama bu sözü anlayabilmek ve sözün ağırlığını idrak edebilmek için önce bu söz sahibi Ebû Müslim el-Horasanî´yi tanımamız ve iyi anlamamız gerekir diye düşünüyorum? Ebû Müslim el-Horasanî, Emevîler ve Abbasiler döneminin bir halk kahramanıdır. Isfahan´da doğmuş, Kufe´de büyümüştür. (718-755) Asıl adı Abdurrahman, asıl künyesi ise Ebû Müslim Abdurrahman bin Müslim el-Horasanî şeklindedir. Ebû Müslim ismi ile tanınmış ve meşhur olmuştur. Köle iken ihtilal önderliğine yükselir. Emevîlerin devrilmesi ve halifeliğin Abbasîlere geçmesiyle sonuçlanan Horasan ayaklanmasının önderidir. Ebû Müslim; tarihin bir figüranı değil bir baş aktörüdür, gerçek bir tarih yaratıcısıdır. Bu nedenle Horasan Spartaküsü de derler adına?