Her konuda olduğu gibi, 15 Temmuz meselesinde de bölündük ya helal olsun bize!
Zaten,ülke olarak ayrışmadığımız ne var Allah aşkına!
Siyasi tercihlerde,dini ritüellerde,sosyal ve ahlaki anlayış,hayat tarzı ve daha bir çok konuda kabak gibi hemen ikiye ayrılıveriyoruz.
Belki de...
Bu ayrışmalar tabi olarak insanın fıtratına da uygundur.
Zira,siyaseten ayrışmayı anlayabilirim.
Çünkü, herkesin bir dünya görüşü var ve bu görüş doğrultusunda meseleleri farklı farklı yorumlayabilir...
Bundan mütevellit,ayrı ayrı partileri seçebiliriz.
Dini ritüellerde de ayrışabiliriz.
Herkesin dini inançları yorumlama biçiminden dolayıdır ki inançları yaşama
biçimleri değişik olabir.
Kimi namaz kılar veya kılmaz,kimi başını örter veya örtmez, kimi kurban
keser veya kesmez gibi...
İstanbulda ahlaki sayılmayan bir davranış Ağrıda ahlaksızlık olarak
değerlendirilebilir.
Kimi 'Kanal İstanbul' projesine olumlu bakarken kimi bu projeyi İstanbula ihanet olarak görebilir.
Ayasofyanın müze statüsünden çıkarılıp cami statüsüne alınması pekala bizi ikiye bölebilir.
Ancak ve ancak...
Ayrışamacağımız bazı konular var ki...
Ekmek gibi, su gibi ve hava gibi hayati önem arz eden konulardır.
Bunlar...
Vatanı vatan yapan,milleti millet yapan ve bizim var olma sebebimiz
diye değerlendirebileceğimiz unsurlardır.
Vatanın bütünlüğü,bayrağın kutsiyeti ve milletin birliğidir.
Bu değerler;Tek Vatan,Tek Bayrak,Tek Millet'tir.
Günümüz modern dünyasında bu değerleri bir arada koruyabilmemizin bazı yapıştırıcı tutkalları vardır.
Cumhuriyet,Demokrasi,İnsan Hakları,Hukuk bir ülkeyi bir arada tutan tutkallardır.
İşte bu sebepledir ki...
Cumhuriyete ve demokrasiye gelecek her türlü saldırı hepimizin derdi sayılır.
Darbeler sağcınında,solcununda,dincininde,kapitalistinde en büyük düşmanı olmalıdır.
işte bu sebepledir ki...
15 Temmuz hain ve alçak darbe teşebbüsü hepimize karşı yapılmış sayılır.
Ülkemizin rejimine karşı girişilmiş 250 masum insanımızın ölümüne 2000 kişinin yaralanmasına sebep olmuştur.
Ülkemizde nefes alan herkesin karşı çıkması ve tel-in etmesi gereken bir darbe girişimi olarak tarihe geçmiştir.
Ve öyle de olmuştur.
Milletimizin her ferdi bu bilinci iliklerinde hissederek bu hain darbeye karşı çıkmış ve geri püskürtmesini bilmiştir.
Bu geri püskürtmede sağcının,solcunun,AK partilisinin,CHPlisinin MHPlisin inancı ve emeği vardır.
Hiç bir kesim veya kuruluş bu darbeye karşı verilen mücadeleyi kendine mal edemez.
Ve etmemelidir.
Hiç bir kişi ve kuruluşda kendini 15Temmuz'un dışında soyutlayamaz.
Bu mücadele hepimizindir.
Hiç bir partinin,hiç bir parti liderinin uhdesinde değildir.
250 şehidimizin ve 2000 gazimizin içinde AK partili de vardır CHP lide MHPlide İYİ partilide Saadet Partilide...
Ben 15 Temmuz'a böyle bakıyorum.
Bunun dışındaki değerlendirmeleri çok yanlış ve bölücü buluyorum.
Sonuç olarak...
15Temmuz Cumhuriyete ve demokrasiye yapılmış bir darbe girişimidir ve bu hepimize karşı yapılmış olarak addedilmelidir.
15 Temmuza nasıl geldik meselesi tüm bunların dışında ele alınması icap eden meseledir.
Kol kırılır yen içinde kalır misali biz 15 Temmuza nasıl geldik meselesini içimizde tartışmak,iktidarın hatalarını dillendirmek bizim demokrasi zenginliğimiz olacaktır.
Hep birlikte ve yüksek sesle 15 Temmuz'a karşı bir duruş göstermeliyiz.
Kahrolsun 15 Temmuz darbe girişimi!
Yaşasın Türkiye Cumhuriyeti!
Bunu haykırmak AKP'nin değirmenine su taşımak değildir.
Bundan ötesi lafügüzaftır.
Saygılarımla.