Tarih: 17.10.2017 10:38

?Türkiye´de milli şuur düşmanlığı uyanmaya başladı?

Facebook Twitter Linked-in

Tarihçi İlber Ortaylı, 14-22 Ekim tarihleri arasında Dünya Ticaret Merkezinde açık kalacak olan Kitap Fuarı kapsamında, okurları ile konferansta buluştu. Kayseri Büyükşehir Belediye Başkanı Mustafa Çelik ile konferans salonuna girdiğinde, Ortaylı´yı kalabalık bir kitle ayakta alkışladı.
Tarih bilinci ve tarih bilincinin nasıl kazanılacağı konularında konuşan İlber Ortaylı, tarihin yalnızca okuyarak öğrenilebilecek bir pratik olmadığına dikkat çekti. Özellikle Türkiye´de okutulan tarih kitaplarının, kuru üslubu ile öğrencileri tarih biliminden uzak tuttuğunu belirten Ortaylı, ?Türkiye´deki ders kitaplarının üslubu fevkalade kuru, fevkalade manasız, insanı okumaktan uzak tutuyor. Ben hiç okumadım tarih ders kitaplarını. Ben lisedeyken bile lise ders kitaplarının hiçbirini okumadım, en fazla göz attım. Çok tatsızdır; üstelik bazılarında maalesef artık gramer yanlışları da vardır. Bu gramer yanlışlarını da çoğu zaman, üniversiteden bazı arkadaşlarımızın yazdığı kitaplarda görürsünüz? dedi.
Tarih öğrenmede tarihi eserlerin varlığının önemine işaret eden Ortaylı, Türkiye´de son zamanlarda daha da yükselen milli şuur düşmanlığı ile tarihi eser tahribatının yapıldığını ifade etti. Adnan Menderes döneminden örnek veren Ortaylı, ?Adnan Menderes dürüst bir adamdı, vatanını severdi. Bir İstiklal Harbi gazisiydi. Köylülerimize ne kadar acıdığını, onları sevdiğini çocukken gözümle gördüm. Fakir köylü kalabalığının arasından geçerken, köylüler onu alkışlıyordu, o da alkışlandım diye şişinip geçeceğine ağlayarak geçiyordu. Orta Anadolu köylüleri 1950´lerin başında çok fakirdi, dokunuyordu adama. Ama maalesef bir laubalilik vardı, şuur yoktu. İstanbul mimari dolayısıyla Sinan camiinin 5 adedi yıkıldı. ?Camimi yok´ diyoruz. Cami yok, varsa da beni alakadar etmez; öylesi yok. Tabi o öyle yaptı diye sanki öbürküler çok masum. O mimarlar, ukala hocalar Bir tanesinin bir röloveyi aldığı, doğru dürüst bir fotoğraf albümü yaptığı görülmemiş. Dedikodu yaparlardı sadece. Bu, işte ancak bu tip bir etnik düşmanlık ve bu etnik düşmanlığın halk takımı arasında, bizzat Türkler arasında oluşturduğu bir laubalilik ve yanlışlıktır? diye konuştu.
Zenginlik ve refahın tarih bilinci ile paralel gitmediğini de dikkat çeken Ortaylı, sözlerini şöyle sürdürdü:
?Babaannesinin eşikten atlayıp gelin girdiği taş binayı koruyamayan bir memleketin kitapla o tarihi öğrenmesi, o cemiyeti anlaması biraz zordur. Ben her yere binalar yaparım, yaparsın para da kazanırsın, Allah bereket versin. Lakin ondan sonra mazi ve idrak da kuş olur, uçar gider. Elin Fransız´ı, Alman´ının nereden tarih idraki var, boyuna kitap mı okuyor!.. Yalan, okudukları yok. Hele şimdi daha da az okuyorlar ama adam her köşe başında bir binaya rastlıyor. Her köşe başında bir şey görüyor ve altında izahat var, ister istemez öğreniyor. Bu kadar basit. Biz olanı yıkıyoruz. Şurada kaç tane kümbet var, bazıları hala bakımsız. İnsanda biraz utanma ve insaf olur millet olarak. Geçerken bir kümbet gördüm, üzeri ottan geçilmiyor. İstediğiniz kadar zengin olun, ki zenginsiniz; istediğiniz kadar refah içinde yaşayın, ki yaşıyorsunuz; istediğiniz kadar Avrupa görün, ki maşallah Avrupa uçakları Kayserililerle dolu, fakat siz onu oraya bıraktıkça uygar olamazsınız. Kimse size iyi puan vermez.?
Ortaylı son olarak özellikle sosyal bilimler mezunu olan ve tarih alanında araştırma yapmak isteyenlerin, kaynak araştırması yapabilmek için mutlaka Osmanlıca bilmesi gerektiğini söyledi. Diğer yandan, Osmanlıca ya da Arap harfleri öğreniminin ülke sorunu haline getirilmesini eleştiren Ortaylı, ?Arap harflerini öğrenmek bu memlekette mesele haline getirildi. Osmanlıcayı bütün okullara koyalım, koy İmamhatiplerin hepsine Arapça koy, millet Arapça öğrenmiyor, kusura bakma. Öğreniyor diyen yalan söyler. Öyle kolay değil o iş. Harf devrimi lazım bir şeydir. Çünkü Türkçe Arap harfleriyle yazılmaz. Bu çok açık. Harfle milliyetçilik olmaz. Harf teknik bir araçtır. Harfle iş görülür. O iş de okumayı kolaylaştırmak, kaynaklara inebilmektir. Bu kaynakları okumadan Türk münevverinin, üstün bir kapasiteye çıkması, milli vasıfları kazanması, yöresel anlamda etrafla ilişki kuran beynelmilel bir kişilik olarak ortaya çıkması mümkün değildir? ifadelerini kullandı.
Konferans sonunda Büyükşehir Belediye Başkanı Mustafa Çelik, Ortaylı´ya üzerinde adının yazdığı bir mühür hediye etti.  (İHA)




Orjinal Habere Git
— HABER SONU —