Türkiye’de 2010’dan beri yerli sıtma vakası görülmüyor

Türkiye’de 2010’dan beri yerli sıtma vakası görülmüyor

KAYSERİ ŞEHİR HASTANESİ ENFEKSİYON HASTALIKLARI UZMANI DR. DUYGU ÇERÇİOĞLU ÖZDEMİR, DÜNYA SITMA GÜNÜ NEDENİYLE YAPTIĞI AÇIKLAMADA, “TÜRKİYE’DE 2010’DAN BERİ YERLİ SITMA VAKASI GÖRÜLMÜYOR” DEDİ.

Kayseri Şehir Hastanesi Enfeksiyon Hastalıkları Uzmanı Dr. Duygu Çerçioğlu Özdemir, Dünya Sıtma Günü nedeniyle yaptığı açıklamada, “Türkiye’de 2010’dan beri yerli sıtma vakası görülmüyor” dedi.
Sıtma hastalığının yüzyıllar boyu ciddi can kayıplarına yol açan salgınlara neden olduğunu dile getiren Çerçioğlu, “Sıtma ciddi can kayıplarına yol açan bir enfeksiyon hastalığıdır. Dünya Sağlık Örgütü verilerine göre 2020 yılında 240 milyon vaka ve 600 bin civarı bir ölüm halen görülmekte. Hastalık Afrika ülkeleri başta olmak üzere dünyada 85 kadar ülkede halen görülmekte. Dünya Sağlık Örgütünün hedefleri içerisinde sıtmadan kaynaklı hastalık ve ölümlerin 2030’a kadar yüzde 90 azaltılması hedefi var. Bu açıdan farkındalık oluşturmak adına 25 Nisan Dünya Sıtma Günü olarak belirlenmiş durumda. Sıtma hastalığı geçmişte ülkemizde de çok uzun bir zaman görülmüştür. Yakın tarihte Kurtuluş Savaşı sırasında da sıtma kaynaklı ciddi can kayıpları verilmiştir. Cumhuriyetin ilanından sonra sıtma ile mücadele programı başlatılıyor ve devamında sıtma eliminasyon programları ile ilerliyor. Bu sayede hastalıkların tanısının erken konularak tedavilerin uygun verilmesi sağlanıyor. Diğer taraftan bataklıklarda sivrisineklerle mücadele başlatılıyor. Nihayetinde uzun yıllar sonrasında sıtma ülkemizde elimine ediliyor. 2010 yılından beri de yeni yerli sıtma vakası ülkemizde görülmüyor” ifadelerini kullandı.
Özdemir, “Hastalığı özellikle ülkemize, Doğu Asya, Afrika ülkelerine gelen kişilerde görebiliyoruz. Sıtma, sivrisinek ısırdığında kan dolaşımına girerek karaciğere yerleşiyor ve burada çoğalıyor. Çoğaldıktan sonrada tekrar kan dolaşımına salınıp kırmızı kan hücrelerini efekte ediyor. Kan dolaşımı ile de vücuda yayılıp diğer organların hasarına sebep olabiliyor. Böbrekler, karaciğerler, akciğerler, beyin gibi organlarımız etkilenebiliyor. Hastalığın tanısını şüphelendiğimiz kişilerde, özellikle seyahat öyküsü çok önemli, seyahat öyküleri varsa mutlaka hastalarımız tarafından verilmeli, hekimlerimiz tarafından da sorgulanmalı. Seyahat öyküsü veren kişilerde ateş varlığında sıtma mutlaka araştırmalı. Hastalığı tespit ettikten sonra klinik tablosuna ve türüne göre uygun tedavi seçeneklerine belirliyoruz. İl Sağlık Müdürlüğünden de temin edebildiğimiz özel ilaçlarımız var. Sıtma ile ilgili hastalarımızı bu ilaçlarla tedavi edebiliyoruz” dedi.

Yurtdışına seyahat edeceklere uyarı
Yurtdışına seyahat edecek vatandaşlarımıza da uyarıda bulunan Özdemir, “Yurt dışına çıkacak vatandaşlarımızın seyahat sağlığı merkezlerine uğramalarını öneriyoruz. Burada hastanın seyahat edeceği ülkenin sıtma açısından riski olup olmadığı, ne tür riskleri olduğu ve hangi koruyucu ilaçların uygun olduğu hakkında bilgiler veriliyor. Bu ilaçların kullanılması sıtmadan korunmak için çok önemli. İlaçları seyahate başlamadan 1-2 hafta önce kullanmaya başlayıp seyahat süresince ve döndüğünde de bir süre kullanması çok önemli. Bunların dışında sivrisineklerin yoğun olduğu ülkelerde uzun kollu kıyafet giyilmesi, mümkün olduğu kadar kapalı klimalı ortamlarda kalınması veya koruyucu spreyler kullanılması gibi dikkat edeceğimiz hususlar ile sivrisinek mağduriyetlerini azaltabiliriz” diye konuştu.