Tarih: 18.11.2019 11:32

”Teknolojinin gelişmesiyle prematüre bebekler hayata daha fazla tutunabiliyorlar” 

Facebook Twitter Linked-in

Murat Çağlar, prematüre doğumların sebebinin kesin olarak bilinmediğini ama teknolojinin gelişmesiyle prematüre bebeklerin hayatta kalma olasılığının daha da yükseldiğini belirterek, hayatlarında olumsuz bir etki olmamakla birlikte prematüre bebeklerin toplumda çok önemli yerlere gelen bireyler olduklarını söyledi. 
Prematüre bebeklerde çoğu zaman iç organların gelişmediğini ve böyle durumlarda müdahale etmek zorunda kaldıklarını söyleyen Murat Çağlar, “ Her sene 17 Kasım da biz tüm Dünyada prematüre bebek günü olarak kutlamaktayız. Dünya da son yıllarda teknolojinin gelişmesi ile prematüre bebek sayısı her geçen gün artmaktadır. Prematüre bebek dediğimiz aslında 37 haftanın altında doğan çocuklara prematüre diyoruz. Prematüre bebeklerin kesin sebebi bilinmemektedir. Her gebelikte erken doğum riski olabilir. Tabi bunu kadın doğumcu arkadaşlar takip edip riski belirleyebiliyorlar. Gebelik esnasında nasıl çocuğunuzun doğacağının erken doğacağının garantisi yok. Ama bu 36 haftanın altında doğan çocuklara prematüre diyoruz. 36 haftanın altında çocuklar doğsa bile, eğer ki doğum kilomuz iyiyse bile doğumdan sonra solunum sıkıntısı yaşamıyorsak çocuğun beslenmesi iyi ise, kan şekeri düşüklüğü yok ise 33-34 haftaya kadar iner bu çocuklar. Prematüre bebekler eğer 34 haftanın altında ise bu çocukların kilosu biraz daha küçük olduğu için bu çocuklarda yoğun bakım ihtiyacı olabiliyor. Bazen sadece beslenme desteği vermek zorunda kaldığımız hastalarda olabiliyor. Yani her 36 haftanın altında doğan hastalarda prematüre olmasına rağmen yoğun bakım ihtiyacı olmayabilir. Eğer çocuğumuz 32 haftanın altında, ise vücut ağırlığı 2 kilonun altında ise bu hastalarda yeni doğan bakımı takibi yapmak zorunda kalıyoruz. Bizim için esas prematüre risk hastalığı bu faktörler olmuş oluyor. Bazen Akciğerleri gelişmemiş olabiliyor. Bu yüzden bu çocuklara Akciğer geliştirici ilacalar vermek zorunda kalıyoruz. Yine enfeksiyonlara yatkın olabiliyorlar, enfeksiyon tedavisi almak zorunda kalıyorlar. Fakat son yıllarda teknolojinin gelişmesi ile çocuklar 28 haftanın altında doğsa bile, kilosu 1 kilonun altında olsa bile yine bu çocuklar hayata tutunabiliyorlar, mücadele edebiliyorlar. Yoğun bakım ünitemizde birçok hasta bu şekilde şifa buluyor. Yeni doğan yoğun bakım ünitemizde 1 kilonun altında 28 haftanın altındaki çocukları takip etmekteyiz” dedi. 
Çağlar, prematüre çocukların ilk 1 yıl içerisinde enfeksiyonlardan korunması gerektiğini söyleyerek sözlerine şu şekilde devam etti: 
“Prematüre çocuklar anne ve baba sahibi olduktan sonra yepyeni bir dünyaya açılıyorlar. Prematüre bebekler çok mücadeleci oluyorlar. Bu yeni doğan sürecini atlattıktan sonra, çocuk taburcu olduktan sonra aslında diğer çocuklardan bir farkı olmuyor. Ama biz yine de taburcu edildikten sonra bu çocuklar ilk 1 yıl içerisinde enfeksiyondan korumak açısından, toplum içerisine çok fazla çıkmamalarını, grip olan insanların bu çocuklara yaklaşmamasını öneriyoruz. Çok basit bir grip bile prematüre çocuklarda büyük sıkıntı çıkarabiliyor. O yüzden ilk 1 yıl içerisinde çocukların yaşı 4-4 olana kadar çok dikkatli olunması gerekir. Prematüre bebek sahibi olan anne ve babalara tavsiyem kesinlikle mücadeleden vazgeçmesinler. Çocuğun kilosunun az olması kesinlikle çocuğu küçük göstermiyor. 3-4 yıl sonra emin olun ki yaşıtlarıyla aynı seviyeye erişecektir. Zeka olarak da diğer çocuklardan bir eksiği olmayacaktır. Prematüre olup da doktor olan, profesör olan, toplum içinde bir yer edinmiş birçok arkadaşımız var o yüzden prematüre olması çocuğun hayatını çok fazla etkilemeyecektir.”   (İHA)




Orjinal Habere Git
— HABER SONU —