Yapılan basın açıklamasına MAZLUM-DER Kayseri Şube Başkanı Ahmet Taş, üyeler ve Suriyeli sığınmacılar katıldı. İdlib bölgesine günde bin 400 bomba düştüğünü ve zulmün devam ettiğini söyleyen Ahmet Taş, ?Suriye´de 2011´den bu yana devam eden özgürlük mücadelesinde muhaliflerin elinde kalan son yerleşim merkezi olup, 4 milyondan fazla insanın insanlık dışı şartlarda hayatta kalma mücadelesi verdiği İdlib´de Rusya destekli rejim güçlerinin günde bin 400 bomba atarak karadan ve havadan başlattığı kanlı saldırılar sonucu dünyanın gözü önünde büyük bir katliam yaşanıyor. Astana ve Soçi mutabakatlarını askıya alan Rusya ve İran´ın destek verdiği Suriye rejim güçlerinin kanlı saldırıları sonucu ?Han Şeyhun´ ve diğer yerleşim yerleri harabeye dönmüş durumda olup bölgeden kaçarak canını kurtarmaya çalışan 1 milyona yakın insan Türkiye sınırına doğru kendini atmaya çalışıyor. Saldırılarda yüzlerce insan hayatını kaybetti, yüzlerce insan da yaralandı. MAZLUM-DER Kayseri Şubesi olarak açlığın, susuzluğun, ilaçsızlığın, sahipsizliğin, katliamın insanın kanını dondurduğu İdlib saldırılarının sona erdirilerek burada yaşanan insanlık ayıbının ortadan kaldırılması için Türkiye, Rusya, İran devlet yöneticileri ile İslam İşbirliği Teşkilatını acil olarak toplanıp olaya müdahil olmaya davet ediyoruz? dedi. Ahmet Taş, Afganistan´daki kardeş kanının bir an önce yetkililer tarafından durdurulması gerektiğini söyleyerek sözlerine şu şekilde devam etti;
"40 yıla yakın bir zamandır önce Rusya sonra ABD işgaline maruz kalıp ülkede yaşayan farklı gruplar arasındaki çatışmalar dahil olmak üzere akan kanın bir türlü sonlandırılamadığı Afganistan´da son günlerde yaşanan katliamlar insanlık vicdanında derin yaralar açtı. Kamuoyuna DEAŞ militanlarınca yapıldığı duyurulan Belh şehrinde bir düğün evine yapılan saldırıda ilk belirlemelere göre 63 kişi hayatını kaybetti, 200´den fazla insan da yaralandı. MAZLUM-DER Kayseri Şubesi olarak İslam coğrafyasının yetim bölgelerinden olan Afganistan´da devam eden çatışmaların ve akan kardeş kanının bir an önce durdurulması, ülkedeki tüm siyasi, etnik ve dini grupların temsil edilebileceği, toplumun tercihini idareye yansıtan düzenli bir toplum ve devlet hayatının tesis edilebilmesi için İslam İşbirliği Teşkilatını, bölgenin uzak görüşlü devlet adamlarını ve sivil toplum önderlerini olaya sahip çıkmaya davet ediyoruz?
Son günlerde sığınmacıların açtığı işletmelerde yapılan denetlemelerin baskın niteliğinde olduğunu ve sığınmacıların verilen cezaları ödeyemeyeceklerini belirten Ahmet Taş,?Son günlerde başta Kayseri olmak üzere ülkemizin bir çok yerinde bir kısmı Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlığına geçmiş ama; ülkemizin hukuki mevzuatını bilmediği için gerekli şartları yerine getirmeden işyeri açıp işletmek isteyen sığınmacı vatandaşlara karşı farklı devlet kurumu mensuplarının oluşturduğu komisyonların işyerlerine ani baskınlar yaparak tutanaklar tuttukları ve ağır cezai müeyyideler uygulanması için tespitler yaptıkları kamu vicdanında rahatsızlık meydana getirmektedir. Otomobiller dahil bir çok elektrikli ev aletinin bile uyarı vererek arızayı ve gelecek tehlikeyi haber verdiği günümüzde ulu orta şikayetleri dikkate alarak fırsat bu fırsat edası ile ülkemizin mevzuatını bilmediğinden kaynaklanan eksikler bırakarak evrak üzerinde boşluklar bırakan küçük bir işyeri açarak kendisine ve topluma hizmet etmeye çalışan yeni vatandaş olmuş sığınmacıların yanlışlarının düzeltilmesine imkan vermeden işyerlerine baskınlar yaparak ömür boyu ödeyemeyecekleri ağır cezalara çarptırılmaları ilgili komisyon üyelerinin ya ön yargılarından yada idare etme becerisini bilememelerinden kaynaklanan bir durumdur, toplum vicdanında da karşılığı yoktur? ifadelerinde bulundu. (İHA)
