Felsefenin de dinin de en büyük problemlerinden biri olan mutluluğun net bir tanımı yapılamasa da, genel olarak ?bireyin huzurlu olma hali´ olarak tasvir edildiğini belirten Doç. Dr. Mehmet Kasım Özgen, moderniteyle birlikte bütün bu tanımların yerle bir edilerek, haz alınabilecek eşyaya, paraya, güce, iktidara, makama sahip olmanın mutluluk kavramının yerine geçtiğini ifade etti.
?Modernizm refahı getirir ama mutluluk vermez?
Modern dünyanın dayattığı algılama biçiminin bireyleri mutsuzluğa, toplumları da savaşa ve kaosa sürükleyeceğini vurgulayan Doç. Dr. Özgen, sözlerini şöyle sürdürdü:
?Dünyada modernizmin mutluluktan ziyade vaat ettiği şey refahtır. Yani zenginlik, hayatın kolaylaştırılmasıdır. Bu da nesnelere bağlıdır. Bu mutluluğu asla getirmez. Sahip olma dediğimiz şeyi, gücü, sağlığı, parayı, tekniği, teknolojiyi getirir. Modern hayat dünyaya yönelik olarak sömürgecilik mantığını bu şekilde ortaya koydu. Sahip olmamız gerekiyorsa o zaman Afrika´nın tüm zenginliklerine sahip olabiliriz, dünyanın ve Ortadoğu´nun zenginliklerine sahip olabiliriz. Bu bizim refahımız, mutluluğumuz için gerekli anlayışı ortaya çıktı ve bugün dünya savaş alanına döndü. Batı´da bir bir refahın, gelişmişliğin olduğu apaçık ortadadır. Bu, son derece önemli bir şeydir. Refah, sağlık, yaşamı kolaylaştırmak son derece önemlidir. Ama hayatın amacı bunlar değildir. Hayatın amacı, bunların arkasındaki görünmeyen sessizliği, mutluluğu, huzuru elde edebilmektir.?
Mutluluğu ve huzuru elde edebilmenin yolunun bunu dert edinmekten ve sorgulamaktan geçtiğini dile getiren Doç. Dr. Özgen, ?Sorgulayan, okuyan mutsuzdur´ ve?mutlu olmak acı çekmemektir´ şeklindeki toplumdaki yaygın kanaatlerin de gerçeği yansıtmadığına dikkat çekti. Görsel mutluluğu öne süren modern dünyanın aksine, acıların farkında olup üzerine gitmenin mutluluğa giden yolu açacağının altını çizen Doç. Dr. Özgen, ?Okuyan sorgulayan insan zihninde bunları sorguladığı için mutsuzdur. Yol hangisi, hangi yoldan gidebilirim sorusunun derdini, sıkıntısını çekiyordur. Ama mutluluk dediğimiz şey acıdan, kederden tamamen uzak olunduğu anlamına gelmiyor. Bugün, bu hata çok ciddi bir şekilde yapılmakta; özellikle kişisel gelişim uzmanları da böyle tanımlamakta, mutluluk acıdan uzak olmak, düşünmemek, pozitif şeyleri düşünerek hemen mutlu olmak gibi kolay reçeteler sunmaktalar. Bu tamamen yanlış bir şey, hayatın içinde acı da var ve o acıyı yaşamak gerekiyor. Acının bizim için haz gibi bir öğretmen olduğunu ve hayatımızı yönlendirdiğini görmemiz gerekiyor. Bu yüzden hayatın içindeki acıyı bertaraf etmek mutluluğu kazanmak değildir. Tam tersi mutluluk yoluna girebilmek demektir. Bizim problemlerimizi ve acılarımızı görmemiz gerekiyor. Bunların üstüne gitmemiz ve bunları örtmememiz gerekiyor. Şu anda yaşadığımız en büyük sıkıntılardan biri bu; problemlerimizi örtmeye çalışıyoruz. Çünkü modern hayat bize görselliği tavsiye ediyor; imaj olarak ne kadar iyi görüntü veriyorsanız yaşamın nimetlerini o kadar elde edebilirsiniz. Aslında mutluluk açısından bütün mesele zihin eğitimine başlamaktır. Kendimizden başlayarak kişilik eğitimini başlatmaktır? ifadelerini kullandı.
Sokak ne diyor?
Öte yandan vatandaşların konuya dair bazı görüşleri ise şu şekilde:
?Mutluluk bana göre gülmektir, gülümsemektir. Ama günümüzdeki insanlar bunu tamamen maddiyata döktükleri için maddiyat olduğu zaman mutlu da oluyorlar. Halbuki ayakların sağlam ve yürüyebiliyorsan bu bile mutluluktur.?
?Gençler daha iyi telefonum olsun, lüks arabam olsun, daha iyi evim olsun, çalışmadan kazanayım istiyor. Ama bunlar mutluluk getirmez.?
?Ben mutluyum. Mutluluk benim için sevdiklerimle beraber olabilmek. Maddi anlamda mutluluk benim için gerçek mutluluk değil. Bunları geçici, sahte mutluluklar olarak görüyorum.?
?Dinime bağlı olmak bana çok haz veriyor ve her yönden bana mutluluk veriyor. İnsan Allah ile barıştığında her yönden mutlu oluyor insan. Rızkı veren Allah´tır diyor ve orada duruyor. Allah bir kapıyı kapatsa bile diğerini açar diyor.? ?Ben mutluyum Allah´a şükür ama esas mutsuzlar okuyanlar, aydınlar, bilenler. Çünkü dünyayı fark ediyorlar, Türkiye´yi fark ediyorlar, çok okuyorlar, çok biliyorlar. Çok okumak da mutsuz ediyor insanı.? (İHA)