Propolisle dünyayı iyileştiriyor

Propolisle dünyayı iyileştiriyor

Ürettiği propolis ürünü ile kemoterapinin yan etkilerini engellemeyi başarabilen ve dünyadaki bilim camiasında hatırı sayılır bir yer edinen Erciyes Üniversitesi Seyrani Ziraat Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Sibel Silici, Türkiye gibi bir ülkede başarı

Arı ürünlerinin terapatik kullanımı anlamına gelen ?apiterapi´ alanında uzmanlaşan Prof. Dr. Sibel Silici, başarılı akademik kimliğinin yanı sıra, ?nutral therapy´ markası altında ürettiği, şimdilik propolis yakın zamanda ?arı ekmeği´ (Latince adıyla ?perga´) ürünleri ile doğal yoldan sağlıklı olmanın yolunu açıyor. Propolisin bir piyasası oluştu. Henüz çok derin değil ama böyle bir sektör var. Propolisin ekstraksiyon haline getirilmesi, tüketicinin kullanabilmesi için en önemli aşamalardan biridir. Ekstraksiyon yapılırken de çözücüler kullanılır. Bu çözücüler arasında etil alkol propolisi en kuvvetli şekilde çözen bir solüsyondur. Bununla birlikte propilen glikol, gliserol gibi alkol türevleri de bulunmaktadır. Üzerinde gliserol yazdığı zaman tüketici bunu anlamıyor, gliserin zannediyor. Bir kere tüketicilerimizin bu konuda aydınlanması gerekiyor. Bu üç çözücü dışında, alkol kullanmayan tüketiciye hem sağlık hem dini amaçlı, alternatif oluşturmak için suyu ekstrat olarak kullananlar var. Taşı nasıl suya koyarsınız ve çözünmez, yalnızca taşın rengi bulanır, propolis de öyle; suda çok küçük miktarda fenolik maddeler çözülür ki, etil alkolle kıyasladığınız zaman 20´de 1 oranındadır. Şu anda sektörde kullanılan su ekstratları ise yüzde 1. Yani 99 mililitre su, 1 mililitre propolis. Sıfır etki. Yani bir şişenin hepsini içseniz, çok küçük miktarda fayda sağlayabilirsiniz. Bir müddet sonra su aktivitesi de çok yüksek olduğu için içerisinde küfler, mayalar üremeye başlıyor ve tüketiciden şikayet üstüne şikayet geliyor. Aslında propolis anti bakteriyel, antimikrobiyaldir. Ama siz 99 mililitre su koyup 1 mililitre propolis koyarsanız o kadar suya nasıl etki etsin. Bir de propilen glikolin kanserojen ve irritan etkisini düşününce biraz sıkıntılı bir piyasaydı. Biz yola çıkarken hepsini değerlendirdik. Hatta yüksek lisans öğrencim tüm piyasa ürünlerini topladı, satın aldık ve laboratuvar da hepsinin aktivite testlerini yaptık. Sonuçta ben bu yola çıkarken öyle bir ürün yapmalıydım ki, 25 yıllık tecrübenin sonucu olarak hem kullandığım çözücü insan sağlığına çok iyi hitap etmeliydi hem de başlı başına faydalı olan propolisten en iyi şekilde yararlanılmalıydı. Helal sertifikamızı da aldık. Ürünümüze Ortadoğu´dan ciddi bir talep geliyordu. Satış yaparken her kıtanın isteklerini ayrı ayrı değerlendirmek durumundasınız. Kanser hastalarında aynı zamanda bağışıklık sistemini düzenler. Yükseltmek farklı bir şey, düzeltmek daha farklı bir şey. Yükselttiğiniz zaman pek çok otoimmün hastalıkta başarı elde edemezsiniz. Ama olması gerekene getirmeniz en sağlıklı ve güzel olanıdır, zaten propolis de bunu yapıyor. Ben 2005 yılında Türkiye Bilimler Akademisi tarafından ?Genç Bilim Kadını´ unvanı aldım. Propolisin insan sağlığı üzerine faydalı etkilerini gösterdiğim ve kanıtladığım için. Elbette başarılı bir kadın olmak kolay bir serüven değildi. Özellikle erkek akademisyen arkadaşlarım, zaman zaman kadınlardan bile çok sıkıntı yaşadığım olmuştu. Ama benim bir prensibim vardı; çok çalışmak, ileriye bakmak. Etrafımdaki insanların ne dediği, neyle ilgilendiği, benim için ne konuştuğu hiç önemli olmadı. Sadece işimi iyi yapmak kaygısındaydım ve akademiye girerken de tek bir amacım vardı: Türkiye´de çalıştığım alanda bir numara olmak, dünyada da sayılı olmak. Bu hedefime ulaştığım için gerçekten şükrediyorum ve çok mutluyum? dedi.(İHA)