"Öğretmenlerimiz, eğitimin niteliğine ve öğretmenin mesleki gelişimine hiçbir katkısı olmayacak aksine kurumsal bütünlüğü bozacak, mesleki motivasyonu düşürecek, çalışma barışını yok edecek, işbirliğini zedeleyecek, öğretmenlik mesleğini örseleyecek performans değerlendirme sürecine tabi tutulmak istenmektedirler" diyen Eğitim Bir Sen Kayseri Şube Başkanı Kalkan, "Performans değerlendirme taslağının hiçbir hukuki ve kanuni dayanağı yoktur. Eğitim gibi uzun erimli, sonuçları hemen alınamayan bir süreçte, anlık veya kısa vadeli performans ölçümünün mümkün olmadığı eğitimi bilenlerce açık bir gerçektir. Meslekleriyle ilgili konularda söz hakkı verilmeyen, politika belirlenirken tecrübesine müracaat edilmeyen, içerik, yöntem ve materyalleri seçme ve okul yönetimiyle ilgili karar süreçlerine hiçbir zaman dahil edilmeyen, neredeyse eğitimin çeperinin kenarına sıkıştırılan öğretmenlerimizin, tüm bu yanlışların ayyuka çıktığı bir dönemde tek sorumlu ilan edilmesi anlamına gelecek performans taslağını haksız bir değerlendirme ve hukuksuz bir uygulama olarak görüyoruz" diye konuştu.
Kalkan, "Yüz yüze bakanları karşı karşıya getirecek, not vermesi gerekeni not alana dönüştürecek, eğitimin paydaşlarını gerçek rollerinden uzaklaştıracak bir değerleme sisteminden medet ummak, sahip olduğumuz değerleri de israf etmek olacaktır.
Okulların bulunduğu sosyal konumu, ekonomik imkânlarını, fiziki donanım ve altyapılarını, öğrenci profilini, ebeveynlerin statüleri arasındaki farkları dikkate almayan bir değerlendirme anlayışı ülke gerçeklerinden de uzaktır. Bu durum, eşitsizlikler içinde adalet aramak, yeni hak kayıplarına kapı aralamak, yeni çatışma alanları üretmekten başka bir işe yaramayacaktır.
Eğitim sisteminin geldiği bu son noktada karar alıcıları hesaba dahil etmeyen, hatalı politika belirleyenlerin performansına odaklanmayan, ?biz yaptık oldu? anlayışını sürdürenlerin performansını öncelikle değerlendirmek daha doğru bir başlangıç olacaktır" şeklinde konuştu.
Aydın Kalkan açıklamasını şu şekilde sürdürdü:
"Her geçen gün artan şiddet olayları birçok eğitimciyi mağdur etmekte, eğitim camiasını hem tedirgin etmekte hem de üzmektedir. Önceden itibarın, ihtimamın ve saygının odağında olan öğretmenlerimiz artık hakaretin, şiddetin ve itibarsızlaştırma sarmalının içine düşürülmüştür. Aklıselim insanlar için bu bir mesleğin yıpranması değil bir milletin geleceğinin yok edilmesidir. Münferit eylemler olmaktan çıkmış, gittikçe yaygınlık kazanmış, artık toplumsal bir yara haline gelmiş bu şiddet, eğitim öğretim hizmetinin yürütülmesini olumsuz etkilemekte, eğitimcilerin verimliliğini düşürmektedir.
Bir daha Ayhan Öğretmenlerin görevi başında öldürülmemesi, Yusuf Öğretmenlerin arkadan vurulmaması, Gülhan öğretmenlerin sokakta ortasında bıçaklanmaması, Yunus öğretmenlerin zorbalarca darp edilmemesi için tüm eğitim kurumlarından sesleniyor, şiddete dur diyoruz.
Bu şiddet olaylarına dur diyecek bir irade gösterilmez, şiddet uygulayan kişiler hak ettikleri cezaya çarptırılmazlar ve daha ciddi, caydırıcı tedbirler alınmaz ise çok daha ağır olaylarla karşı karşıya kalabiliriz." (İHA)